Karamanoğlu Mehmet Bey
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Karamanoğlu Mehmet Bey Karamanoğulları'nın ikinci Beyi Kerim’üd-din Karaman’ın oğludur. Doğum tarihi belli olmayıp ölümü 1280’dır. Mehmet Bey askeri ve idari yönden bilgili bir devlet adamı idi. Bilim adamlarını etrafına toplayıp onlara büyük önem vermiştir. XIII.yüzyıl ortalarında Selçuklular, edebi dil olarak farsçayı, devlet işlerinde Arapçayı kullanırlardı. Halk ise öz dilleri olan Türkçeyi kullanıyordu. Mehmet Bey millet olarak birlikte yaşamanın ilk şartı olan dil birliğinin sağlanmasının gerekliliğine inanıyordu. Bu birliği gerçekleştirmek için Toroslar üzerinde yaşayan bütün Türkmen boylarını çevresinde toplayarak bir ordu oluşturdu.
"Bugünden geru divanda, dergahta, bergahta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dil kullanılmayacaktır." 13 Mayıs 1277
Üzerine gönderilen Selçuklu ve Moğol kuvvetlerini büyük bir yenilgiye uğratarak Konya’ya girdi. Burada yaşayan Selçuklu Türkleri Karamanoğulları ile birlik oldular.
Kısa zamanda Konya vilayeti ve bazı çevre iller Karamanoğullarının hakimiyeti altına girdi. Daha sonra Selçuklu Sultanı İzzettin Keykavus’un oğlu Gıyaseddin Siyavuş’u başa geçiren Mehmet Bey’in kendisi de vezir oldu. İlk önceleri Moğol baskısına başarı ile karşı koymasına birçok kere galip gelmesine rağmen, daha sonraki çarpışmaların birinde iki kardeşi ile beraber şehit düşmüştür. İdareciliği sırasında Türkçeyi resmi dil olarak ilan eden fermanını vermiştir. Bu fermanda “Bugünden sonra divanda, dergahda ve bargahta, mecliste ve meydanda Türkçe’den başka dil kullanılmayacaktır.” diyerek siyasi ve askeri bir zafer değil aynı zamanda kültürel bir zafer kazanmıştır.
KARAMANOĞLU MEHMET BEY (13 Mayıs 1277)
ARIYORUM
Karamanoğlu Mehmet Beyi arıyorum.
Göreniniz, bileniniz, duyanınız varmı?
Bir ferman yayımlamıştı;
Bu günden sonra divanda, dergahta, bargahta, mecliste, meydan da
Türkçe’den başka dil konuşulmaya diye,
Hatırlayanız var mı?
Dolanın yurdun dört bir yanını,
Çarşıyı, pazarı, köyü, şehri
Fermana uyanınız var mı?
Nutkum tutuldu, şaşırdım merak ettim,
Dolandığım yerdeki Türkçe olmaya isimlere ,
Gördüklerine duyduklarına üzüleniniz var mı?
Tanıtımın demo, sunucunun spiker,
Gösteri adamının showman, radyo sunucusunun diskjokey,
Hanım ağanın first lady olduğuna şaşıranınız var mı?
Dükkanın store, bakkalın market, torbasının poşet,
Mağazanın süper, hiper, gros market,
Ucuzluğun damping olduguna kananınız var mı?
İlan tahtasına billboard, sayı tabelasının skor board,
Bilgi alışının brifing, bildirgenin deklarasyon,
Merakın uğraşın hobby olduğuna güleniniz var mı?
Bırakın eli, özün bile seyrek uğradığı,
Beldelerin girişinde wellcome,
Çıkışında, good-bye okuyanınız var mı?
Korumanın, muhafızın body-guard,
Sanat ve meslek pirlerinin, duayen,
İtibarın, saygınlığın, prestij olduğunu bileniniz var mı?
Seki’nin, alanın platform, merkezlerin center,
Büyüğün mega, küçüğün mikro, sonun final,
Özlemin hasretin nostalji olduğunu öğreneniniz var mı?
İş hanınızı plaza, bedestenimizi galleria,
Sergi yerlerinizi center room, show room,
Büyük şehirlerimizi, mega kent diye gezeniniz var mı?
Yol üstü lokantamızın fast-food,
Yemek çeşitlerimizin mönü olduğu yerlerde,
Hesabını, adisyon diye öğreneniniz var mı?
İki katlı evinizi dupleks, üç katlı komşu evinin tripleks,
Köşklerimizi villa, eşiğimizi antre,
Bahçe çiçeklerini flora diye koklayanınız var mı?
Sevimlinin sempatik, sevimsizin antipatik,
Vurguncunun spekülatör, eşkiyanın mafya,
Desteğe, bilemediniz koltuk çıkmağa sponsorluk diyeniniz var mı?
Mesireyi, kır gezintisini picnic,
Bilgisayarı computer, hava yastığını air-bag,
Pekalayı, oluru okey diye söyleyeniniz var mı?
Çarpıcı, önemli haberler flash haber,
Yaşa, varol sevinçleri, oley oley,
Yıldızları star diye seyredeniniz var mı?
Vırvırık dağının tepesindeki köyde,
Cafe- Show levhasının altında,
Acının da acısı, nes-kaaave içeniniz var mı?
Toprağımızı, bayrağımızı, inancımızı çaldırmayalım derken,
Dilimizin çalındığını talan edildiğini,
Özün, el diline özendiğine içi yananınız var mı?
Masallarımız, tekerlemelerimizi, ata sözlerimizi unuttuk,
Şarkılarımız, Türkülerimizi, ninnilerimizi kaybettik,
Türkçe’miz elden gidiyor, dizini döveniniz var mı?
Karamanoğlu Mehmet Bey’i arıyorum,
Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?
Bir ferman yayınlamıştı…
Hayal meyal hatırlayıp da sahip çıkanınız var mı?