Keçe
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Türkçe sözlüklerde keçe kelimesinin çeşitli ifadelerle açıklandığı görülmektedir. Buna göre TDK Sözlüğünde “Keçe” şu şekilde tanımlanmaktadır: “1.Yapağı veya keçi kılının dokunmadan, yalnızca dövülmesiyle elde edilen kaba kumaş. 2.Bu kumaştan yapılmış olan: Keçe külah, keçe çadır. 3. Yere serilen halı, kilim gibi yünlü döşemelik” . Bu kelimeyi, keçe ile uğraşan yerel kaynaklar da benzer biçimlerde açıklamaktadırlar: “Keçe, yapağı veya keçi kılının dürülüp kuvvetlice basılması veya dövülmesi ile elde edilen, kepenek, çarık, külah ve döşeme örtüsü gibi şeylerin yapımında kullanılan dokunmamış kaba kumaştır” Ansiklopedik tanımlarda ise bu maddenin teknik özellikleri açısından izahına çalışıldığı görülmektedir: “Hayvansal tekstil elyafı olan yün elyafının bükme ve dokuma işlemleri yapılmadan birbirine bağlayarak sağlam, bükülgen bir kumaş meydana getirme işlemi” . Bu kelimenin en bilimsel açıklamasını ise konu ile ilgilenen akademisyenler yapmaktadır: “Koyun, tavşan, deve, lama gibi hayvanların yünleri ile tiftik keçisinin kıllarının su, sabun ve ısı yardımıyla oluşturulan alkali bir ortamda liflerinin birbiri arasına girmesi ile elde edilen atgısız-çözgüsüz sıkıştırılmış tekstil örneğidir*”
Keçe kelimesine karşılık olarak başka dillerde kullanılan sözcüklere baktığımızda, Latince'de "Pileus", Yunanca'da"Pilos", Eski Slav dillerinde "Plusti", Günümüz Rusça’sında “Voylok” , Polonya dilinde "Wojlok", Tibetçe’de “Sbra”, Hintçe’de “Kambala”, Farsca’da “Namda”veya “Namad”, Anglo-Sakson kökenli dillerden İngilizce’de “Felt” (Ayrıca İngilizcede nakışlı keçe yaygılar için “Numdah” kelimesi kullanılmaktadır), Almanca’da “Filz”, Dan ve İsveçce'de "Filt" Flemenkçe'de "Vild", İtalyanca ve Portekizce'de "Feltro", Fransızca’da ise “Feutre” sözcüklerinin kullanıldığını görmekteyiz. Önemli keçe merkezlerinden olan Kafkasyadaki dillerden Çeçence'de "İsting ", Abhazca ve Adigecede "Vupşa", Avarca'da "Burtina", Osetce’de “Nımeat” ve Karaçayca’da “Kiyiz” sözcükleri kullanılmaktadır. “Keçe” sözünü Türkçe etimolojik olarak inceleyen araştırmacılar, bu kelimenin Batı Türkleri ile Oğuzlar arasında gelişmiş ve yayılmış olduğuna inanmaktadırlar. Türkçe’de “Keçe” sözüne ilk kez XI. Yüzyılda Kaşgarlı Mahmud’un Divan-ı Lügati Türk adlı eserinde tesadüf edilmektedir. Kanaatimizce keçe kelimesi, “geçme-geçmek” (:kaynaşıp birleşmek anlamında) kelimeleri arasındaki bir ilişkiden dolayı “keçe” anlamında kullanılmaya başlamıştır. Türkçe’de, keçe kelimesinden çok eski zamanlara ait olan ve aynı anlama gelen başka bir sözcük daha bulunmaktadır. Bu “Kidhiz” kelimesidir. Çeşitli kaynaklara göre “keçe” karşılığı kullanılan ve en eski aynı zamanda da en yaygın bir Türk Kültür deyişi olan bu kelime çeşitli Türk Topluluklarında bazı farklı şekillerde kullanılarak eski çağlardan günümüze kadar ulaşmıştır . Kaşgarlı Mahmut’un ünlü Divanında “Keçe” kelimesinin yanında aynı anlama gelen “Kidiz” kelimesi de geçmekte “Kidiz: Keçe, Türkmenlerin çadır örtüleri ve göç zamanı bürgüleri” anlamında kullandığı görülmektedir. Yine bu kelimenin keçe karşılığı kullanıldığına tesadüf ettiğimiz en eski kaynaklardan bir tanesi de Göktürk alfabesi ile yazılmış ve IX. yüzyıla ait “Irk-Bitiğ” adlı kitaptır . Bu eserde yaygın bir Türk Kültür deyişi olan “Keçeyi suya salmak” sözünün en eski haline; “Kidizig subka sokmuş” deyişine tesadüf etmekteyiz . Anadolu Türkçe’sinde pek kullanılmayan bu kelime bazı farklı şekillere bürünerek; Kırgız, Başkırt, Karaçay-Malkar dillerinde KİYİZ; Karaim Türkçesi’nde KİYİZ ve KİYIZ; Kazak dilinde KİYİZ ve KEYGİZ; Tatarcada KİGİZ ve KİYEZ; Çağatay, Özbek, Uygur ve Tarançi lehçelerinde KİGİZ ve KİZ; Tuva lehçesinde KİDİS; Altay (Oyrut) lehçesinde KİYİS; Hakas, Altay, Teleüt, Şor, Lebed ve Küerik lehçelerinde KİS (KİİS) şeklinde geçmektedir.
(*)Ahmet TOPBAŞ- Musa SEYİRCİ., “Keçe Sanatı ve Afyon’da Keçecilik”, Beldemiz, S.9, Afyon 1987, s.10.