Tımar
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Tımar Osmanlı İmparatorluğu'nda kamu arazisi (mirî) dahilinde, yönetimi sipahiye bırakılmış olan verimli topraklara verilen ad. Tımarlık 1831'de ilga edilmiştir.
Konu başlıkları |
[değiştir] Sipahilerin Görevleri
Genelde tımarlar, sipahinin kişisel gereksinimlerine ayrılmış olan kılıç (veya hassa çiftliği) kısmıyla köylülerin işledikleri reâyâ çiftlikleri kısmından oluşmaktaydı. Sipahinin görevi merkezi idare adına köylülere yöneticilik, maliye memurluğu, ve komutanlık yapmaktı. Bir tımarın idaresi ve güvenliği sipahiden sorulurdu. Sipahi aynı zamanda aşar ve çift resmi gibi vergileri köylülerden toplardı. Öte yandan cizye vergisi ve olağanüstü vergiler avârız, tekâlif-i divâniye, tekâlif-i şakka sipahi tarafından değil, doğrudan doğruya İstanbul'dan atanan görevlilerce toplanırdı. Savaş zamanlarında sipahi Osmanlı ordusuna tam donanımlı atlı asker (süvari, cebelü) tedarikiyle yükümlüydü. Kendilerinden beklenilen görevleri yerine getirmeyen sipahiler azledilip reâyâ statüsüne indirilebilirdi. Görevi başında vefat eden bir sipahinin oğullarına timar verilmesi olağandı.
[değiştir] Köylülerin Konumu
Tımarda yaşayan köylüler (reâya) ilke olarak bulundukları toprak parçasından ayrılamazlardı. Tımardan ayrılmak isteyen bir köylünün sipahiye tazminat (çift bozan akçesi) ödemesi gerekirdi. Eğer köylü tımarı yasadışı biçimde terk edecek olursa, kaçmasından itibaren bazı kanunname düzenlemelerine göre on bazılarına göre on beş seneye kadar sipahi tarafından cebren toprağına geri döndürülebilirdi.
[değiştir] Tımar Türleri
Sıradan bir tımarın yıllık tarımsal geliri 20.000 akçeden azdı. Bu tür tımarları "tasarruf" eden sipahiler harp durumunda Osmanlı kuvvetlerine bir atlı asker ile birlikte katılırlardı.
Geliri 20.000 akçeden fazla olan tımarlara zeâmet denirdi. Bir zeâmetin yöneticisi ise zâimdi. Zâimlerin görevi sipahilerinkine çok benzemekle beraber rütbece üstündüler. Savaş zamanlarında zâimler tımarlı sipahi ve cebelülerden oluşan süvari birliklerine kumanda eder, barış zamanlarında ise bulundukları yörenin emniyet görevlisi (subaşı) işlevini görürlerdi. Zâimlerin zeâmetleri üzerindeki yetkileri bir sipahinin tımarı üzerindeki yetkisinden fazlaydı. Bu konu özellikle vergi toplamada geçerliydi.
Malî değeri yılda 100.000 akçeyi aşan mirî arazi birimleri hass olup, esasen padişah, diğer Osmanlı hanedanı mensupları veya beylerbeyleri, sancak beyleri gibi yüksek rütbeli devlet görevlilerine gelir kaynağı olarak tevcih edilirdi.
[değiştir] Tımarların Yayılma Sahası
Timarların en yoğun olduğu coğrafya, Osmanlı İmparatorluğu'nun çekirdek eyâletlerini teşkil eden Tuna nehri güneyi Rumeli bölgesi, Bosna, Tesalya, Mora, Trakya, Batı ve Orta Anadolu bölgeleri olmuştur. Doğu ve Güneydoğu Anadolu sahalarında, Halep ve Şam eyaletlerinde tımarlar daha seyrek olup, Irak, Arabistan, Mısır, ve Garp Ocaklarında ise çok istisnaîdir.
[değiştir] Tımarların Önemi
Tımarlar, 15. ve 16. yüzyıllarda Osmanlı İmparatorluğu'nun tarımsal üretim düzeniyle süvariye dayalı sipahi askerî gücünü ve merkezî otoritenin taşradaki egemenliğini sentezlemeyi başarmış bir askerî-idarî-iktisadî birimdi. Timarda üreticilik yapan reâyâ ve yöneticilik yapan sipahi, savaş zamanında kısa sürede bir atlı askere ve alt rütbeli bir subaya dönüşmekteydiler. Söz konusu birim, atlı süvarilerin Osmanlı ordusu açısından önemi devam ettiği nispette canlılığını sürdürmüştür. Tımar, ateşli silahların ve para ekonomisinin çok sınırlı olduğu çağlarda etkin bir idarî üniteydi. Tımar birlikleri ateşli silah kullanmazlar ok, yay ve mızrakla savaşırlardı..
[değiştir] Tımarların Önemini Yitirmesi
Avrupa'da ateşli silahların 16.yüzyıl boyunca yaygınlaşması Avusturya cephesinde atlı süvarilerin ve sipahilerin savaş gücünü azaltmıştı. Bu durum ateşli silahlarla eskiden beri donanmış olan Yeniçerilerin önemini arttırdı. Yeniçeriler maaşlarını doğrudan doğruya hazineden nakit para (ulûfe) biçiminde almaktaydılar. Yeniçerileri birlikleri sayısının büyümesi Osmanlı maliyesinde nakit para ihtiyacını artırdı. Nakit gereksinimini hızlı bir biçimde karşılamanın başlıca yolu vergilerin iltizam yöntemiyle toplanmasıydı. Sözü geçen yöntemin 16.yüzyıl sonlarında başat hale gelmesiyle tımarların gerek askerî, gerekse ekonomik anlamda belirleyici bir önemleri kalmamıştır. Tımarlar bundan sonra varlıklarını bir kalıntı kurum olarak 19.yüzyılın başlarına değin sürdürecektir.
![]() |
Osmanlı Askeri Teşkilatı | ![]() |
|
Kapıkulu Ocağı | |||
Kapıkulu Piyadeleri : Acemi Ocağı | Yeniçeri Ocağı | Cebeci Ocağı | Topçu Ocağı | Humbaracı Ocağı | Lağımcılar | Sakalar | |||
Kapıkulu Süvarileri : Silahtar | Sipahi | Sağ Ulufeciler | Sol Ulufeciler | Sağ Gureba bölüğü | Sol Gureba bölüğü | |||
Eyalet Askerleri | |||
Yerli Kulu:Azab | Sekban | Tüfenkçi | İcareli | Lağımcılar | Müsellem | |||
Serhat Kulu: Delil | Gönüllü | Besli Topraklı Süvarisi:Tımarlı Sipahiler | Akıncılar | |||
Osmanlı Donanması | |||
Kaptan-ı Derya | Haliç Tersaneleri | Forsa (kürekçi) |