William Graham Sumner
Vikipedi, özgür ansiklopedi
WILLIAM GRAHAM SUMNER “Bireycilik, özel mülkiyet, rekabet ve biriktirilmiş servet… Beşeri tecrübenin en yüksek sonucudur” (W. G. Sumner)
William Graham Sumner Kimdir? (d. 30 Ekim 1840 New Jersey, ö. 12 Nisan 1910, New Jersey, ABD):
“Bırakınız yapsınlar, Bırakınız geçsinler” anlayışının ABD de en önde gelen lideridir. 1872- 1909 arasında Yale’de iktisat dersi veren, bir çok makalesinde bireysel özgürlüğü, serbest piyasa ekonomisini, rekabeti ve doğal eşitsizlikleri insan ilişkilerinde en önemli motor güç olarak işledi.
William Graham Sumner’ın Felsefesi: Sumner, özel hayatında iyi bir Hıristiyan ve papazdı. Yaşamının sonuna kadar Kapitalizmin yorulmak bilmez bir savunusunu yaptı. Ona göre Kapitalizm, en iyinin ortaya çıkmasını sağlayan bir sistemdir. Geriye kalan her derde deva müdahale ve ilaç yerine geçebilecek ütopya yada sosyal yardımlar; insanlığın sonradan yaşayabileceği hiçbir acıyı ve felaketi önleyemezdi. Fakat yapılması gereken tek bir şey vardır: o da “doğal rekabetin” sonucu olan “en iyinin hayatta kalmasıydı.” En iyinin hayatta kalması, aynı zamanda başkalarının da yaşam mücadelesine büyük bir güç veriyordu. Bu Adam Smith’in Sumner’dan iki yüzyıl önce ileri sürdüğü “farkında olmadan oluşan işbölümü” sistemiydi. Liberal iktisadın ABD deki hücumuna büyük bir katkı sağlayan Sumner, Dolar Milyonerlerin en büyük savunusunu gerçekleştirdi. 19. yüzyılın sonlarına doğru ABD de oluşan servet düşmanlığına karşı çıkan “Sumner, doğal ayıklanmanın en iyi ürünü olarak milyonerleri görüyordu.” Çünkü onlar bu amansız rekabette en güçlü olarak çıkmışlardı. Bu Protestan inancıyla çok uyumluydu. Protestan inancına göre, dünyada bir kimseye bağış edilen zenginlik, aynı şekilde öbür dünyada da cennet müjdesiyle mükâfatlandırabileceğinin büyük bir göstergesiydi. Çünkü Tanrı, Protestan inancına göre insanları seçerdi. Bu durum Sumner’ın “insanlar arasında doğuştan gelen eşitsizlere olan güçlü inancını ortaya koyuyordu.” “Sumner, rekabetçi kapitalizmin büyük bir ilerleme olduğuna inanır. Bütün miras ve tereke vergi türlerine karşı çıkmıştır; mirasla elde edilen servetin, bir nesilden diğerine iyi vasıfları koruyarak aktardığını savunmuştur.” Ona göre çok çalışmayı, tutumluluğu ve kanaatkârlığı öngören orta sınıf insanının ahlakıdır. Marx’ta burjuvazi kültürü, insanlığı alaşağı edecek unsurları içinde taşırken. Sumner’a göre burjuvazinin ahlaki kodları hakkında, dünyayı iyileştirici yönlerine vurgu yaptı. Ama Sumner yinede Muhafazakâr düşünürler gibi Törelerin ve Geleneklerin yarattığı ahlaka karşı geldi. Çünkü töreler ve gelenekler insanlığın önündeki en büyük engelleri oluşturuyorlardı. Bir kere töreler zamanın duran yönüne atıfta bulunurken, liberal ahlak, riskin ve geleceğin bilinemezliğine doğru aklı ve yenilikleri öne çıkartıyordu. Bundan dolayı orta sınıf insanının üstünden geçinen asalak insanlar, servetin yatırımlara ve yeniliklere kaymasını önlüyordu. Orta sınıftan alınan vergiler bunun en büyük göstergesiydi. Çünkü, gelir adaleti altında, eşitlik sağlamaya çalışmak doğaya baştan karşı çıkmak anlamına geliyordu. Bu açıdan yapılan her türlü sosyal reform, zayıfları korumaya yönelik değil, güçlü ve zengin insanları aşağıya çekmekten başka bir şey değildir. Sumner’a göre yapılacak tek bir şey vardır: “doğal rekabetin” sonucu olan “en iyinin hayatta kalmasıydı.” Bu Kapitalizmden başka bir şey değildi.