Kırcaali
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Kırcaali | |
---|---|
Bilgiler | |
İl (oblast): | Kırcaali |
Nüfus: | 63.164 (14.12.2006) |
Rakım: | 275 m |
Posta kodu: | 6600 |
Telefon kodu: | 0361 |
Koordinatlar: | 41° 39' kuzey 25° 22' doğu |
Belediye Başkanı | |
Hasan Aziz İsmail (HÖH) |
Kırcaali (Bulgarca:Кърджали–Kardzhali, halk dilinde:Gırcalı), güney-doğu Bulgaristan'da, Kırcaali ilinin ve Kırcaali Belediyesinin merkezi kent; n. 76.232 (2006). Demiryoluna durağı var. Hasköy (Хасково) ve Gümülcine (Yunanistan) karayolları bulunur.
Konu başlıkları |
[değiştir] Etimolojisi
Sıradan bir adam, askeri kumandan ve evliya olan Kırca Ali hakkında birçok efsane ve rivayet vardır. Kırcaali şehri adını ondan almıştır. Yaşlılar Kırca Ali'nin doğum yerinin Buhara veya Konya vilayetinde bulunan iskele kasabası Alanya olduğunu iddia etmektedirler. Hicri takvime göre ( 1892 y), 1310 yılına ait Edirne vilayeti Salnamesinden bir efsane tercüme edilmiştir. Bu efsaneye göre Sultan Murad zamanında ( 1360-1389) Türkler Rodoplara Kırca Ali komutasında akın yapmışlar. O, bir çarpışma esnasında şehit düşmüş ve yeni yerleşim yerine Kırca Ali'nin adını vermişler.
Bir yerleşim yerine ad vermek kolay olmadığı gibi, rasgele bir isim vermek de kolay iş değil. Kırca Ali herhalde kendi ortamında üstün tutulan, otoriteli, gösterişli, sevgili ve saygılı bir şahıs imiş. Bunun içindir ki, ahali yerleşim yerine onun adını koymuş. Böylelikle Kırca Ali kim olursa olsun onun adı ebedileşmiş. Yerleşim yerinin Kırca Ali'nin şehit düşmesinden önce mevcut olup olmadığı sorusuna henüz bir cevap yok. Ancak, önemli olan yerleşim yerinin ne zaman meydana gelmiş olmasıdır. Şimdi efsanelerin Kırca Ali'yi böyle takdim ediyor:
[değiştir] Gazi Kırcı Ali Efsanesi
Orta Asya'nın eski Özbekistan SSCB'de bulunan eski bilim ve sanat merkezi olan Buhara ilahiyet okullarının birinde Ali adında bir talebe okuyormuş. Zeki hafızası ile dikkati celbeden bu talebe, hem arkadaşları, hem de ona ders veren hocası tarafından çok seviliyormuş. Yukarı sınıflara geçtiğinde daha da coşkun olmuş, avcılığa kendini okadar kaptırmış ki, günlerce ortadan kayboluyormuş. Defalarca hocası ormanda gezmemesi için nasihat ediyor, dini vecibeleri ile ilgilenmesini istiyormuş. Ali, söz veriyor, fakat ders saatleri bitince tüfeğini kavrayıp ava koşuyormuş.
Hocanın defalarca yapmış olduğu protestolar fayda etmemiş ve başka bir şekilde onu etkilemeye karar vermiş. Hoca çok maharetli biriymiş. Bir defa Ali ava giderken hoca onu takip etmiş. Ali bir tavşana nişan alırken hoca onu bir ağaç arkasından dikkatle seyrediyormuş. Ali tavşanı vurmuş, ancak tavşan yerine hocasını vurduğunu görünce çok şaşırmış. Dehşete kapılan Ali doğru okuluna gitmiş. Ancak okul avlusuna girdiğinde hocasının huzurunu bozmadan çeşmede yıkandığını görmüş. Ali rahat bir soluk almış, biraz önce gördüğünü hocanın onu sık sık tekdir etmesinden doğan korkudan olduğunu düşünmüş. Ertesi gün sınıf meşgaleleri başlayınca hoca Aliye bakarak şöyle demiş:
Kalk! Dün nerede olduğunu bize anlat ulenn. " Arkadaşlarımla ders çalışıyordum,diye ürkekçe cevap vermiş Ali " Ormanda hocasına nişan alıp tavşan diye vuran kimdi? ?" Ali telaşla titremeye başlamış, hoca ise devam ederek: " Beni aldatabileceğini sanma. Öldürdüğün kişi ben idim, ama işte ben senin karşındayım ve canlıyım. İyi hatırla, bir daha gerçeği söylememek girişiminde bulunma. Otur yerine. Sen artık talebe değil, sen kırcı'sın." Talebeler gülüşmüş, Ali ise üzüntüden donakalmış. Hiçbir karşılık verememiş, fakat hava kararınca hocasının yanına gitmiş ve diz çökerek yalvarmış: " Bir daha asla ava gitmeyeceğim. Beni affedin ve okuldan ihraç etmeyin, çünkü ebeveynlerim bundan ötürü delirebilir. Ben onların tek evladıyım. Acıyın bana." Ali örnek bir talebe olmuş, ancak iyi ismini kaybettiğinden dolayı herkes ona Kırcı, Kırcı Alidemeye başlamış. Ali eski saygınlığını geri alabilmesi için hiç bir şey fayda etmemiş. Ve Ali yine coşkunluk etmeye başlamış, kimseyi dinlemiyormuş. Azıcık serbest kalınca tüfeğini kavrayıp ava koşuyormuş. Ali boylu poslu, endamlı ve çok yakışıklı imiş. Yakışıklı olmasından başka her şeyi öğrenme meraklısı imiş. Çok okuyormuş ve tüm derslerden üstün başarısı varşış. Bundan dolayı artık hoca ona sert ihtarda bulunmuyor, Aliyı ava giderken gördüğünde göz yumuyormuş. Bu esnada Osmanlı imparatorluğu Edirne'yi fethetmiş (1363) ve Balkan Yarımadası'nda seferlerine devam ediyormuş. Din uğruna yürütülen savaşlar için gönüllü toplamak icap etmiş. Sıra Buhara'daki okula gelince hoca Ali'ye dönerek şöyle demiş: " Kırcı Ali, hadi şimdi senin cesurluğunu göreyim. Sen beni yıllarca kızdırıp ava gitme nasihatımı dinlemedin. Benden bir şey saklanamaz. Senin kırda nekadar gezip dolaştığını saydım ve hakkı ile sana Kırcı dedim. Tavşan öldürmek ve hedefi vurmak büyük bir maharet değil, bu bir kahramanlık da sayılmaz. Çimdi seni göreyim, söyle, gönüllü gidecek misin? " Evet, hazırım diye cevap vermiş Ali. " Hadi o zaman git savaşta ün kazan. Ben ve tüm arkadaşların seni kahraman olarak katrşılayalım demiş hoca. Buhara'dan çok gönüllü varmış, ama Ali daha ilk günlerde yiğitliği ve delikanlılığı ile komutanlarının dikkatini celpetmiş. Ali'ye sorumlu görevler vermeye başlamışlar, Kırcı Ali de bunları kusursuz yerine getiriyormuş. Burada da ona Kırcı Ali demeye devam etmişler ve adı ağızdan ağıza dolaşıyormuş. Savaşta da üstünlüğünü göstermiş ve hep ilk hatlarda yer alıyormuş. Böylelikle komutan olmaya başarmış. Kırcı Ali her yerde saygı ve sevgi ile anılıyormuş. Akıllıca ve ilhamla konuşarak askerlerini coşturuyormuş. Bir derceye kadar tarihi de bildiğinden nutukları çok celpedici imiş. Hatip olarak ün kazanmış. Birkaç yıl esnasında şöhret ve miralay rütbesini kazanmış. Onun askerleri fırtına gibi ilerleyerek zafer üstüne zafer kazanıyormuş. Kırcı Ali savaşta hep ön saflarda bulunuyormuş. Mucize, o hiç bir defa yaralanmamış. Askerleri için bir kardeş olup onlar da onu bir kardeş olarak seviyorlarmış. Ali askerlerinin tok ve barınakta olduklarını görmeyince hiç bir zaman yemeğe oturmuyormuş. Rodoplara girdiklerinde Ali'nin alayı büyük üne sahipmiş. Balta girmemiş Rodop dağları Ali'nin kalbini fethetmiş. Sefer bittikten sonra Ali oralarda kalmaya karar vermiş. Köyden köye dolaşarak Kırcı Ali yaşlanmış. Kıca Ali'nin gezdiği bu yerlerde onun askerlerinin çoğu yaşamaya devam etmiş. Yeni gelen göçmenlere nasihat veriyor, ama bu arada ava gitmeyi de ihmal etmiyormuş. Türk göçmenleri Kırcı Ali'ye büyük hürmet gösteriyormuş. Onsuz hiç bir şey olmuyor, o sivil hayatta da ön saflarda imiş.
Kırcı Ali iyice ihtiyarlamış. Bir sabah onu ölü bulmuşlar. Rodop köylerinden binlerce insan toplanmış. Onu ölü buldukları alana gömmüşler. Onun eski askerlerinden bazıları, kendisini okadar çok seviyorlarmış ki, mezarının yakınına ev kurarak çok sevdikleri komutanlarının yanında kalmaya karar vermişler. Bu evlerin yanında başka evler de kurulmuş. Evlerin sayısı 25-30-u bulunca türklerden en yaşlısı köylerine nasıl bir isim vereceklerini sormuş. Fazla düşünmeden hep bir ağızdan cesur komutanları Kırcı Ali'nin adını vereceklerini haykırmışlar.
Bu günden itibaren köyün adı Kırcı Ali olsun, Buhara'lı cesur komutanın şöhreti ve kahramanlığı büyük ve küçükler tarafından anılsın ve bir gün burası kasaba olsun! Bu veriler Sultan Abdul Hamid'in hocalarından biri olan Halim efendi tarafından zikredilmiştir. İstanbul kütühanesinde Buharalı Ali hakkındaki bu hikayeyi bulan Kırcaali doğumlu Halim efendi Osmanlı vakiyenamelerinde okuduğunu bildirmiş ve böylece bu hikaye bizim yöremizde ilk hekim olanDoktor Sadık tarafından buraya getirilmiş.
Bu efsane veya gerçeğe Edirne vilayeti 1892 yılı Salnamesinin 316. Sayfasındaki Kırcı Ali hakkında notunda:
Kırcaali'nin fethi hakkında daha fazla veri olmamasına rağmen, Osmanlı vakiyenamelerine göre bu olay Birinci Murat zamanında vuku bulmuştur. Gümülcine'nin düşmesinden sonra Rodoplardaki diğer yerleşim yerlerine de sıra gelmiş. Başka bir delile göre bu yerlerde Sultan Murad'ın komutanlarından biri olan Kırcı Ali adında birisi savaşmış. Burada ateşe verilen köylerden birini Kırcı Ali yeniden tesis etmiş ve ona kendi adını vermiş. Böylece Doğu Rodoplardaki Kırcaali kasabası meydana gelmiş.
[değiştir] Coğrafya
Doğu Rodop dağlarının ovasında, Arda ırmağının kıyısında bulunan kent. Sofya'dan 259, Filibe'den 90 kilometre uzaklıkta bulunan Kırcaali‚ Hasköy şehrinden ise sadece 50 kilometre uzaklıkta. Ayrıca Kırcaali Avrupa Transport programı kapsamında koridor 9 projesi içinde. [1]
[değiştir] Tarih
1607 yılında Osmanlı Türklerince Kırcali adıyla kuruldu. 1878 Berlin Antlaşmasına göre, Doğu Rumeli ilinde kaldı; bu ilimizin Bulgaristan Prensliğinekatılmasından sonra, şehir Türkiye'ye bırakıldı; Balkan savaşında (1912-13) Bulgarlarca işgal edildi. Zengin Osmanlı mirasıyla uzun yıllar rodopların en gelişmiş kenti olmuştur.
Alevi-Bektaşi bir kişi olduğu anlaşılan Kırca-Ali'nin kendi adını taşıyan kentte Osmanlı döneminden kalma türbesi vardı, ama son yıllarda bu, yakın türk köylerinden Sağırlar'a (Gluhar-Глухар) nakledildi. Şimdi ne halde olduğu bilinmemektedir.
Kırcaali, Osmanlı devrinde ticaret yollarının üzerinde kaldığı için erken gelişmiş bir kenttir. Bu yüzden Kırcalililer ticari zekalarıyla tanınırlar. Hatta bu konu Kırcaali'ler Bulgaristan'ın yahudileridir esprisinin doğmasına neden olmuştur.
[değiştir] Demografik Yapı
1920 yılında nüfusu 4.417, 1926 yılında 6.487 idi; bu yuıllardan sonra kent pek hızlı bir gelişme gösterdi. 1910 yılında'da basılan bir Osmanlı salnamesine göre, Kırcaali'de yalnızca 226 Bulgar vardı, geri kalan nüfusun hepsi müslüman türktü. 1950 öncesinde dahi nüfusunun hemen hemen tamamı Türk iken, zamanla Türklerin Türkiye'ye göçmesi ve yerlerine Bulgar ve Çingenelerin yerleşmesiyle demografik yapısı biraz değişmiştir. 1985'te dolaydaki üç köyle birleştirilen Kırcaali şehri Hasköy iline bağlandı.
2001 Bulgaristan nüfus sayımında Kırcaali Valiliği geneli için 164.000 nüfus rakamı verilmiştir. Mensup olunan etnik grup ve anadil için beyana dayalı veriler 101.000-101.500 Türk, 55.000-57.000 Bulgar şeklindedir. Dini aidiyet konusunda 114.000 kişi Müslüman, 35.500 kişi Hristiyan olduklarını belirtmişler, 13.500 kişi bu konuda bildirimde bulunmamıştır. 55.000 Bulgar olmasına rağmen 35.000 hristiyanın olması Kırcaali'de 20.000 kadar Pomak'ın yaşadığını göstermektedir. Aslında Pomakların kendi dilleri vardır ancak artık pek yaygın olarak kullanılmamakta. Kırcali'de 1.200 kadar da Çingene olduğu anlaşılmaktadır. Kırcaali şehrinin nüfusu ise 2006 son verilerine göre 63.164'tür.
[değiştir] Politika
Yerel yönetimler tamamen Türklerin elindedir. 2005 Bulgaristan Genel Seçimleri'nde Kırcali eyaletinden seçilen 5 milletvekilinden 5'i de Türktür. Türk azınlık ağırlıklı Hak ve Özgürlük Hareketi (HÖH) oyların % 67.32'sini almıştır. Kırcali milletvekillerinin isimleri Ahmet Demir Doğan (HÖH Başkanı), Lütfü Ahmet Mestan, Remzi Durmuş Osman, Ünal Tasım ve Necmi Niyazi Ali'dir ve Kırcali şehri belediye başkanı Hasan Aziz'dir.
[değiştir] Ekonomi
Kırcaali Bulgaristan'ın en hızlı gelişen şehirlerinden bir tanesi. Yıllık 30 milyon leva para akışı olmaktadır. Makine, besin , tütün vb. sanayiileri ve oto montaj fabrikası bulunur. Arda ırmağı boyunca çıkarılan tütünün büyük bölümü burda depo edilir.
[değiştir] Toplum Kurumları
[değiştir] Kütüphane
- Halk Kütüphanesi
- Ömer Lütfü Türk kütüphanesi
[değiştir] Tiyatro
- Dimitır Dimov Drama ve Kukla tiyatrosu
- Kadriye Latifova Devlet Türk Müzik-Dram Tiyatrosu
[değiştir] Okul
- Maden İşleri Koleji
- Plovdiv Paisiy Hilendarski Üniversitesi Lüben Karavelov Enstitüsü
- Hristo Botev Yabancı Dil Ağırlıklı Lisesi
- Aleko Konstantinov Ekonomi Meslek Lisesi
- Üstad Vladimir Dimitrov İlköğretim Okulu
- Aziz Kliment Ohridski İlköğretim Okulu
- P.R. Slaveykov İlköğretim Okulu
- Yordon Yovkov İlköğretim Okulu
- Papaz Paysiy İlköğretim Okulu
- Hristo Smirnenski İnşaat teknik okulu
- Vasil Levski Meslek Lisesi
[değiştir] Müze
Kırcali'deki Bölgesel Tarih Müzesi Güney Bulgaristan'ın en büyük müzelerinden bir tanesidir. Müze'de Perperikon ve Tatul harabelerinden bulunanlar sergilenmektedir. Yaklaşık 40.000 sergilenen eser vardır.
[değiştir] Kırcaali doğumlu ünlü isimler
- Mehmed Talat Paşa,(1874-1921)Meclis Vekilliği, Dahiliye Nazırlığı, Posta Vekilliği ve 1912'de Sadrazamlık yapmıştır.
- Tahsin Özgüç, Türk arkeolog
- Taner Sağır, Halter Dünya ve Olimpiyat şampiyonu
- Halil Mutlu, Halter Dünya ve Olimpiyat şampiyonu
- Naim Süleymanoğlu, Halter Dünya ve Olimpiyat şampiyonu
- Enver Türkileri, Türkiye Milli Halter Takımı baş çalıştırıcısı
- Ali Osman Sönmez, iş adamı ve 20. Dönem TBMM Milletvekili
- Ertuğrul Özkök, Hürriyet gazetesi baş yazarı
- Şaziye Moral, Ünlü Türk aktristi
[değiştir] Türkçe basın
- Kırcaali Haber Ajansı
- RODOPLAR Kırcaali Bölgesinin Haftalık Tek Türkçe Gazetesi
- Bulgaristan Haber Sitesi
[değiştir] Dış bağlantılar
- Kırcaali merkezli Ömer Lütfi Türk Kültür Derneği
- Kadriye Latifova Devlet Türk Müzik-Dram Tiyatrosu Resmi Sitesi
- Balkan Türkleri Portalı
- Kırcaali Bölgesel Tarih Müzesinin Resmi Sitesi
- Kırcaalililerin buluşma portalı
Bulgaristan'daki Şehirler | ||
---|---|---|
Asenovgrad | Aytos | Burgaz | Dimitrovgrad | Dupnitsa | Eski Cuma | Eski Zağra | Filibe | Gabrovo | Gotse Delchev | Hacıoğlu Pazarcık | Harmanlı | Hasköy | İslimiye | Karlıova | Karnobat | Kazanlık | Kırcali | Köstendil | Lom | Lofça | Montana | Orhaniye | Panagürişte | Paşmaklı | Pazarcık | Pernik | Petriç | Plevne | Razgrad | Rusçuk | Samokov | Sandanski | Sevlievo | Silistre | Sofya | Sviştov | Şumnu | Troyan | Varna | Veliko Tarnovo | Velingrad | Vidin | Vratsa | Yanbolu | Yeni Zağra | Yukarı Cuma | Yukarı Oryahovitsa |