1989 Tiananmen Meydanı Olayları
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Bu sayfa başka bir dilden çevrilmektedir.
|
1989 Tiananmen Meydanı Olayları, (Tiananmen Katliamı olarak da bilinir, Çin'de ise 4 Haziran Vakası ya da aynı anlama gelecek şekilde Altı – Dört olarak anılır) Çin Halk Cumhuriyeti'nde (ÇHC) 1989 yılının 15 Nisan'ı ve 4 Haziran'ı arasında meydana gelen; öğrencilerin, aydınların ve işçilerin önderliğinde gerçekleşen gösterileri ve ardından yaşananları ifade eder. Gösterilerin odak noktası Pekin'de Tiananmen Meydanı idi, bununla birlikte göreceli olarak daha yumuşak gösterilerin gerçekleştiği Şangay gibi, Çin'in diğer şehirlerinde de kitlesel protestolar oldu.
Pekin'de protestolar ÇHC hükümeti tarafından kanlı bir şekilde bastırıldı ve pek çok sivil yaşamını yitirdi. Ölü sayısı ÇHC'nin resmi kaynaklarına göre 200 – 300 arası, Çinli öğrenci örgütlerine ve Çin Kızılhaç'ına göre ise 2000 – 3000 arasındaydı. Bununla birlikte Çin Hükümeti'nin pek çok bağımsız kaynak tarafından da doğrulanan iddiasına göre ölümlerin önemli bir kesimi meydanda değil, meydana çıkan sokaklarda oldu.[2]
Protestocular tamamen farklı gruplardan geliyordu. Protestolara, Çin Komünist Partisi'nin yönetimi altındaki hükümetin siyasi yozlaşma içinde olduğunu ve baskıcı bir tutum takındığını düşünen aydınlardan, 1978'den bu yana ekonomik reformların fazla ileri gittiğini ve bunun sonucunda enflasyonun ve proletaryanın yaşamını tehdit eden işsizliğin arttığını düşünen şehirli işçilere ve üniversite öğrencisi sosyalistlere kadar değişen kesimlerden katılım oldu.
Hükümetin dağılma çağrılarına protestocuların meydan okumasının ardından, Çin Komünist Partisi'nin içinde protestoculara karşı nasıl bir tutum takınılacağı konusunda ayrılık başgösterdi. Sonunda sertlik yanlısı bakış açısı benimsendi ve taleplerin karşılanmasındansa gösterilerin bastırılması kararlaştırıldı.[3]
20 Mayıs'ta sıkıyönetim ilan edildi ve 3 Haziran'ı 4 Haziran'a bağlayan gece tanklar ve piyade birlikleri gösterileri bastırıp protestocuları dağıtmak üzere Tiananmen Meydanı'na gönderildi. 1989'da ne Çin Ordusu'nun ne de Pekin polisinin yeterli toplumsal olaylara müdahale donanımı (Batılı ülkelerde bu gibi durumlarda kullanılan plastik mermi gibi) vardı, kullanılan bütün mermiler gerçekti.[4] Ölen sivillerin sayısı ile ilgili değişik tahminler vardır: Çin Komünist Partisi'ne göre 23, CIA'ye göre 400 – 600, Çin Kızılhaç'ına göre 2600. Yaralı sayısı ise genel kabule göre 7000 – 10000 arasındaydı. Haziran 2006 itibariyle o gece ölenlerin sayısı Profesör Ding Zi Lin'e göre 186'dır.[5] Uygulanan şiddetin ardından, hükümet hareketin kalan unsurlarını baskı altına almak amacıyla geniş çaplı tutuklamalar yaptı, yabancı basını yasakladı ve ÇHC basınında olayların ele alınışı üzerinde katı bir denetim geliştirdi. Harekete sempati duyan Parti üyeleri tasfiye edildi, pek çok yüksek düzeydeki üye ev hapsine alındı. Tiananmen Meydanı'ndaki gösterilerin şiddetle bastırılması sonucunda, Çin, uluslararası kamuoyunda yaygın bir şekilde kınandı.[6]
Konu başlıkları |
[değiştir] Adlandırma
Olaylara adını veren yer, başlangıç noktası niteliğindeki Pekin'deki Tiananmen Meydanı'dır. Bazı tarihçiler ise yaşananlar için “Pekin Katliamı” tabirini kullanmaktadır.
Çincede olaylar, daha çok “4 Haziran Hareketi” ya da “4 Haziran Vakası” olarak anılmaktadır. İlk ifade, aynı yerde daha önce meydana gelen diğer iki büyük protesto hareketi düşünüldüğünde bilimsel adlandırma ile tutarlılık gösterir: 1919 yılındaki 4 Mayıs Hareketi ve 1976'daki 5 Nisan Hareketi. Kimi yerlerde 4 Haziran Hareketi denilince, Pekin'e ilave olarak bütün ülkede düzenlenen gösteriler kastedilir.
[değiştir] Arkaplan
1978'den itibaren Deng Xiaoping, Mao tarafından kurulan sistemi esnetecek tarzda, siyasi liberalleşmeyi ve pazar ekonomisine tedrici geçişi öngören bir dizi ekonomik ve siyasi reform gerçekleştirdi. Bu ekonomik ve siyasi reformlar, 1989 yılı geldiğinde iki grubu hükümetle karşı karşıya getirdi.
Birinci grupta, reformların yeterince ileri götürülmediğini ve Çin'de siyasal sistemin reformdan geçmesi gerektiğini, ekonomik reformların yalnızca çiftçilerle fabrika işçilerini etkilediği için entellektüellerin gelirlerinin reformlardan yarar gören bu kesimlere göre daha geriden geldiğini düşünen öğrenciler ve aydınlar bulunuyordu. Ayrıca Çin Komünist Partisi'nin elinde tuttuğu siyasal ve toplumsal yetkiler hakkında endişe duyuyorlardı. Ve bu grup, Mihail Gorbaçov tarafından glasnost adlı siyasal liberalizasyon sürecine şahit olmuştu. İkinci grupta ise, toplumsal ve siyasal reformların fazla ileri gittiğini düşünen kent sanayi işçileri bulunuyordu. Ekonomi üzerindeki kontrolün gevşetilmesi kendi yaşamlarını tehdit eden enflasyona ve işsizliğe neden olmaya başlamıştı.
1989 Tiananmen Meydanı protestoları büyük ölçüde Çin Komünist Partisi eski genel sekreteri Hu Yaobang'ın ölümüyle ateşlendi. Hu Yaobang'ın Genel Sekreterlikten “istifası” 16 Ocak 1987'de halka duyurulmuştu. 1987 öğrenci protestoları sonrasında Hu'nun “hızlı reformlar ve Maoist aşırılıkları küçümseme” yönündeki açık yürekli çağrıları, onu Deng'in ve diğerlerinin gözünde uygun bir günahkeçisi haline getirmişti (Spence 1999, 685). Merkez Komite tarafından yayınlamaya zorlandığı istifası aynı zamanda “küçük düşürücü öz eleştiri” idi. Hu'nun 15 Nisan 1989'da kalp krizi yüzünden ani ölümü, öğrencilere, sadece merhum Genel Sekreter'in yasını tutmak için değil, ayrıca “itibarının iadesi” isteklerini dillendirmek ve 1986 – 1987 yıllarının önemli meselelerine ve hatta 1978 – 1979 protestolarına bir kez daha dikkat çekmek için bir araya gelmeleri yönünde mükemmel bir fırsat sundu (Spence 1999, 697).
[değiştir] Olayların başlangıcı
Başlangıçta protestolar küçük çaplıydı ve Hu Yaobang için yas tutma ve partinin onunla ilgili resmi görüşünü gözden geçirme talebi biçimindeydi. Polisle öğrencilerin karşı karşıya geldiği haberleri yayıldıktan sonra gösteriler ivme kazandı. Öğrencilere göre Çin medyası, onların etkinliklerinin özünü çarpıtıyordu ve bu durum gösterilere katılımı arttırıyordu. Hu'nun cenazesinde büyük bir öğrenci kalabalığı Tiananmen Meydanı'nda toplandı ve Hu'nun siyasal rakibi sayılan Başbakan Li Peng ile görüşmek istedi. Ne var ki bu isteklerini gerçekleştiremediler. Bununla birlikte öğrenciler Pekin'deki üniversitelerde boykot çağrısında bulundular. 26 Nisan'da Halkın Günlüğünde yayınlanan bir yazıda ve hemen altında Deng tarafından verilen bir demeçte öğrenciler iç kargaşalık çıkarmakla suçlandılar. Bu ifade öğrencileri öfkelendirdi ve 29 Nisan'da yaklaşık 50,000 öğrenci Pekin sokaklarında bir araya geldi ve yetkililerin yaptığı bastırma uyarısını göz ardı etti ve hükümetin demeci geri almasını talep etti.
Pekin'de üniversite öğrencilerinin büyük bir bölümü, arkalarına öğretmenlerinin ve aydınların da desteğini arkasına alarak gösterilere katıldı. Öğrenciler Komünist Parti'nin denetimi altındaki resmi öğrenci örgütlerini reddedip kendi özerk örgütlerini kurdu. Öğrenciler kendilerini Çin yurtseverleri ve 1919'un “bilim ve demokrasi” için 4 Mayıs Hareketi'nin mirasçıları olarak görüyordu. Protestolar ayrıca, Dörtlü Çetenin altedilmesiyle sonuçlanan 1976'nın Tiananmen Meydanı Protestoları'nın hatıralarını da canlandırmıştı. Öğrenciler tarafından demokrasinin savunucusu olarak görülen Hu'nun anısına eylemler olarak başlayan gösteriler aşama aşama, siyasal çürümeye karşı protestolardan basın özgürlüğü taleplerine ve Komünist Partisi'nin ve Çin'in “de facto” lideri Deng Xiaoping'in iktidarına bir son verilmesine ya da reforme edilmesine kadar vardı. Diğer şehirlerdeki öğrencilerle ve işçilerle iletişim ve bağ kurmakta kısmen başarılı olan girişimlerde bulunuldu.
Her ne kadar ilk gösteriler, Deng reformlarının yeterince ileri gitmediğine ve Çin'in siyasal sisteminin reformdan geçmesi gerektiğine inanan öğrencilerden ve aydınlardan gelse de, kısa zamanda reformların fazla ileri gittiğine inanan kentli işçileri de içine aldı. Bu durumun nedeni protestoların öncülerinin yozlaşma üzerine yoğunlaşmalarıydı, ki bu iki grubu birleştirdi.
Katlımıcıları esas itibariyle öğrencilerden ve aydınlardan oluşan 1987'deki gösterilerden farklı olarak, 1989 gösterileri artan enflasyonun ve yozlaşmanın tetiklediği kentli işçilerden yoğun destek gördü. Pekin'de onları çok sayıda insan destekledi. Anakaradaki Urumçi, Şangay ve Çongkin gibi şehirlerde ve daha sonra da Hong Kong, Tayvan ve Kuzey Amerika ve Avrupa'daki Çin topluluklarında da benzer rakamlara ulaşıldı.
[değiştir] Protestolar tırmanıyor
4 Mayıs'ta yaklaşık olarak 100,000 öğrenci ve işçi, özgür bir medya ve yekililerle seçilmiş öğrenci temsilcileri arasında resmi bir diyalog kurulması talepleriyle Pekin'de yürüyüş yaptı. Hükümet, sadece atanmış öğrenci temsilcileriyle görüşmeyi kabul ederek bu diyalog talebini geri çevirdi. 13 Mayıs'ta, yani reform yanlısı Sovyet lider Mihail Gorbaçov'un duyurusu oldukça iyi yapılan resmi ziyaretinden iki gün önce, büyük öğrenci grupları, Halkın Günlüğü'ndeki suçlamanın geri çekilmesinde ve seçilmiş öğrenci delegeleriyle görüşmelere başlanması talebinde ısrar ederek Tiananmen Meydanı'nı işgal etti ve açlık grevine başladı. Yüzlerce öğrenci açlık grevine başladı ve daha binlercesiyle Pekin nüfusunun bir kısmı bir hafta boyunca onları destekledi.
Protestolar ve grevler diğer şehirlerdeki üniversitelerde de başladı ve bu üniversitelerden pek çok öğrenci gösterilere katılmak için Pekin'e hareket etti. Genel olarak Tiananmen Meydanı'ndaki gösteriler iyi düzenlenmişti. Her gün, Pekin'deki çeşitli üniversitelerden öğrenciler meydandakilerle dayanışmak için dersleri boykot ederek ve protestonun taleplerini daha da ileriye taşıyarak yürüyüş yapıyordu. Yürüyüşler sırasında ve meydanda öğrenciler Enternasyonel'i söylüyordu.[7] Öğrenciler ilginç bir şekilde, meydanın kuzeyinde asılı duran Mao posterine mürekkep fırlatan üç kişinin tutuklanması için polise yardım ederek hükümete bir jest yaptılar.[8] Öğrenciler, eylemlerini güçlü tutmak ve ivme kaybının önüne geçmek için açlık grevi düzenlenmesi gerektiğine karar verdiler. Bu karar, eylemler açısından belirleyici bir andı. Grev Mayıs 1989'da başladı ve “bin kişiden daha fazla” insanı içerecek şekilde büyüdü (Liu 1994, 315). Açlık grevi öğrencilere geniş destek sağladı ve “Pekin'in sıradan insanları grevcileri korumak için yürüyüşe geçti... çünkü destek vermenin reddedilmesi ve hükümetin teranelerine eşlik esilmesi izleyenleri şuna ikna etti: Öğrenciler sadece kendi kişisel çıkarlarının peşinde değildi, kendilerini Çin halkı için kurban ediyorlardı” (Calhoun 1994, 113).
19 Mayıs günü sabah 4:50'de dönemin Komünist Parti Genel Sekreteri Zhao Ziyang meydana gitti ve öğrencilere şu konuşmayı yaptı:
“ |
“Öğrenci arkadaşlar, kusura bakmayın. Aslında geç geldik. Bizim hakkımızda konuşuyorsunuz, bizi eleştiriyorsunuz, bunların hepsi önemli. Ancak buraya geliş nedenim af dilemek değil. Söylemek istediğim gün geçtikçe kilo kaybediyorsunuz. Bugün grevinizin 7. günü, bu şekilde devam edemezsiniz. Zaman ilerledikçe, vücudunuz telafisi mümkün olmayan bir biçimde zarar görecek. Bu, hayatınız açısından tehlike arzedebilir. Şu anda en önemli şey bu greve bir son vermek. Parti'den ve hükümetten tatminkar bir cevap almayı umduğunuz için açlık grevinde olduğunuzun farkındayım. İletişim kurabileceğimizi hissediyorum. Bazı sorunlar ancak belirli bir yolla çözülebilir. Mesela olayların doğasından söz etmiştiniz, sorumluluk meselesinden. Neticede bu sorunların çözülebileceğini sanıyorum. Bence karşılıklı bir anlaşmaya varabileceğiz. Bununla birlikte durumun son derece karmaşık olduğunu kabul etmelisiniz. Çözümün de yolu yordamı var. Yedinci günde artık açlık grevine devam edemezsiniz ve greve bir son vermeden tatmin edici bir yanıtta ısrar edemezsiniz. Henüz çok gençsiniz, göreceğiniz çok günler var daha. Sağlıklı olmalı ve Çin'in dört modernizasyonu gerçekleştireceği günü görmelisiniz. Sizler bizim gibi değilsiniz. Yaşlandık artık, fark etmez bizim için. Bu ulusun ve ailelerinizin üniversite eğitiminizin masraflarını karşılaması kolay bir iş değil. Hepiniz 20'li yaşların başındasınız ve hayatlarınızı bir çırpıda feda etmek istiyorsunuz, mantıklı düşünemiyor musunuz yoksa? Durum şu anda çok ciddi, hepinizin de bildiği gibi, Parti de ulus da çok gergin, bütün toplum çok endişeli. Dahası Pekin başkent, durum diğer her yerden daha kötüye gidiyor. Bu böyle devam edemez. Bütün öğrenciler iyi niyetli ve ulusumuzun iyiliğini istiyor, ancak bu durum devam ederse, kontrol yitirilecek, bunun da bir çok yerde çok ciddi sonuçları olacak. Özetle, tek bir dileğim var. Grevi bitirirseniz, hükümet diyalog kapısını kapatmayacaktır, asla! Ortaya attığınız meseleti tartışmaya devam edebiliriz. Yavaş da olsa bazı konularda uzlaşmaya varıyoruz. Bugün sadece öğrencileri görmek ve onlara duygularımı ifade etmek istedim. Umuyorum ki öğrenciler sakin kafayla bu konu üzerinde düşünecektir. Mantık dışı koşullar altında bu ele alınamaz. Güçlüsünüz, ne de olsa gençsiniz. Biz de gençtik, protesto ettik, tren yollarına yattık, gelecekte ne olacak diye hiç düşünmedik. Son olarak bir kez daha yalvarıyorum öğrencilere, sakin kafayla ileriyi düşünün. Pek çok şey çözülebilir. Umarım yakında bitirirsiniz grevi. Teşekkür ederim.” |
” |
Bu konuşmanın ardından, “Yaşlandık artık, fark etmez bizim için.” sözü ünlendi ve o gün Zhao'nun halkın önüne son çıkışı oldu.
ÇHC hükümeti ile müzakerelerde bulunmak için kısmen de olsa başarılı girişimlerde bulunuldu. Gorbaçov'un ziyareti yüzünden çok sayıda yabancı medya mensubu Çin'de bulunuyordu. Protestoları geniş ölçüde yayınlarına taşıdılar ve genel olarak öğrencilerin lehinde bir tutum benimsediler, ancak öğrencilerin hedeflerine ulaşmaları konusunda karamsardılar. Gösterinin sonuna doğru, 30 Mayıs'ta Meydanda Demokrasi Tanrıçası adında bir heykel dikildi ve bu heykel dünyadaki televizyon izleyicilerinin gözünde protestonun sembolü haline geldi.
Politbüro İcra Komitesi, (emekli olmuş, fakat hükümet ve parti üzerinde hala etkiye sahip) parti büyükleriyle birlikte, önceleri gösterilerin kısa ömürlü olacağını ya da göstermelik reformların ve soruşturmaların protestocuları memnun edeceğini umuyordu. Mümkün mertebe şiddete başvurmaktan uzak durmak ve öğrencilerin protestoları bırakıp işlerinin başına dönemelerini sağlamak için öncelikle uzun kollu parti aygıtına dayanmak istiyorlardı. Harekete geçmelerinin önündeki engellerden biri, liderliğin kendisinin de öğrencilerin taleplerinden çoğunun destekçisi olmasıydı, özellikle yozlaşma konusundaki taleplerin. Bununla birlikte gösterilerde farklı taleplere sahip çok sayıda insan vardı ve bu nedenle hükümetin kiminle, neyi müzakere edeceği belirsizdi. Gösteriler arasındaki kafa karışıklığı ve kararsızlık, hükümet cephesine de yansıyordu. Resmi medyada ise bu kararsızlık, Halkın Günlüğü'nün bir gün göstericilere sempati duyan, öbür gün onları kınayan manşetlerinde kendisini ortaya koyuyordu.
Üst düzey liderler arasında Genel Sekreter Zhao, göstericilere kesinlikle yumuşak bir yaklaşımı savunurken, Li Peng gösterilerin bastırılmasına taraftar görünüyordu. Sonunda, tek partili düzenin terkedilmesini Kültür Devrimi'nin kaotik ortamına dönülmesi olarak gören bir grup parti büyüğü tarafından gösterilerin bastırılması kararı alındı. Bu insanların çoğunun resmi bir konumu olmasa da, orduyu kontrol edebiliyorlardı. Deng Xiaoping Merkezi Ordu Komisyonu'nun başkanıydı ve sıkıyönetim ilan etme yetkisine sahipti; Her ne kadar 1982 Anayasası'ndan itibaren sembolik bitelikte bir mevki haline gelse de, ÇHC Cumhurbaşkanlığı koltuğunda Yang Shangkun oturuyordu ve yasal olarak silahlı kuvvetlerin komutanıydı. Parti büyükleri, uzun süren gösterilerin ülke istikrarını tehdit ettiğine inanıyordu. Protestoculara, sahne gerisinden yönetilen, “burjuva liberalizmi”nin ve parti içerisindeki kişisel hırs sahiplerinin kuklaları gözüyle bakılıyordu.
[değiştir] Protestolar ülke çapına yayılıyor
Hareketin başlangıcında, Çinli haber kuruluşları, özgür ve gerçek haberler yapmakta nadir görülen bir fırsata sahipti. Haber kuruluşlarının çoğu, merkezi ve yerel hükümetin denetim eksikliğine bağlı olarak, istediklerini yayınlamakta ve yazmakta serbesttiler. Haberler ülkede hızla yayıldı. Çinli haber kuruluşlarının yayını üzerine, İç Moğolistan şehirleri de dahil, 400'ün üzerinde şehirde öğrenciler ve işçiler gösterileler düzenledi.[9] Meydandaki protestolara katılmak için insanlar Pekin'e hareket ediyordu.
[değiştir] Şangay
Şangay'daki üniversite öğrencileri de Hu Yaobang'ı anmak ve kimi hükümet politikalarını protesto etmek için sokaklara döküldü. Çoğu kez bu gösteriler üniversitelerin Çin Komünist Partisi komitelerinden destek gördü. Dönemin Şehir Parti Sekreteri Jiang Zemin, gösterici öğrencilere kolunda beyaz bant olduğu halde seslendi ve 1949 öncesinde ajitatörlük yapmış bir öğrenci olarak onları anladığını ifade etti. Diğer taraftan da vakit kaybetmeden sokakları kontrol altına almalarını için polisi gönderdi ve öğrencileri destekleyen Komünist Parti liderlerini tasfiye etmek üzere harekete geçti.
Şangay'ın “Dünya Ekonomisi” gazetesi, bir yazıişleri toplantısında, 19 Nisan'da Hu hakkında bir anma bölümü yayınlamayı kararlaştırdı. 20 Nisan'da Şangay şehir hükümetinin durumdan haberi oldu ve Jiang haberdar edildi. Jiang, anma bölümünün sansürlenmesi emrini verdi, ne var ki gazete çoktan basılmış ve dağıtılmıştı. 26 Nisan'da “Halkın Günlüğü”, öğrenci gösterilerini kınayan sayısını çıkardı. Jiang bunu bir işaret olarak kabul etti ve “Dünya Ekonomisi” gazetesinin yazı işleri müdürünü görevinden aldı. 1989 protestolarının ardından iktidara doğru hızla yükselişi, bu iki meseledeki işbitirici tavrına bağlanmaktadır.
[değiştir] Hong Kong
Hong Kong'da yerel halktan pek çok kişi gösterilere katıldı. 27 Mayıs 1989'da “Çin'e Adanan Demokrasi Şarkıları” adlı etkinlikte yaklaşık 300,000 kişi Victoria Park'ta biraraya geldi. Tayvanlı ve Hong Konglu pek çok ünlü, şarkılar söyledi ve Pekin'deki öğrencilere desteklerini gösterdi.
[değiştir] Tayvan
Burada da gösteriler düzenlendi. Tayvan hükümeti, ÇHC pasaportundan vazgecek her Çinliye Çin Cumhuriyeti pasaportu ve mali destek verilmesinin önünü açacak bir yasayı çıkardı.
[değiştir] Dünya çapında olaylar
Dünya çapında Çinlilerin yaşadığı pek çok yerde gösteriler ve protestolar düzenlendi. ABD, Japonya vb devletler, yurttaşlarının ÇHC'ne gitmemesi yönünde uyarılar yayınladılar.
[değiştir] Gösterilerin bastırılması
Hükümetin 20 Mayıs'ta sıkıyönetim ilan etmesine karşın, protestocu kalabalık ordunun Pekin'e girişini engelledi ve akabinde ordu geri çekilme emri aldı. Bu sırada gösteriler devam ediyordu. Açlık grevi üçüncü haftasını dolduruyordu ve hükümet ölümler başlamadan meseleyi çözme kararına vardı. Komünist parti liderleri arasındaki tartışmanın ardından, krizin çözümü için askeri güç kullanılması emredildi ve öğrencilere verdiği destek üzerine Zhao Ziyang siyasi liderlikten el çektirildi. Ve Komünist Partisi, olaylar daha fazla tırmanmadan duruma el koymaya karar verdi.
Şehrin kontrolünü el almaları için Halk Kurtuluşu Ordusu'nun 27. ve 28. ordularından askerler ve tanklar gönderildi. 27. ordunun başında Yang Shangkun'a bağlı bir kumandan bulunuyordu.
Pek çok Pekinli, birliklerin şehre girişine aktif olarak karşı durdu. Protestocular halk otobüslerini ateşe verip, ordunun ilerleyişini durdurmak için barikat malzemesi olarak kullandı. Öğrenciler araçlarla barikatlar oluştururken, ordu da göz yaşartıcı gaz, tüfek ve tank kullanarak sokakları temizlemeye çalışıyordu. Meydana bağlanan sokaklarda çatışmalar bu şekilde devam etti. Askerlerle kalabalık arasındaki tarafsız bölgede kalan pek çok yaralı, çekçek sürücüleri tarafından hastanelere taşındı. Meydana düzenlenen saldırının ardından, canlı televizyon yayınında, barikatların etrafında ya da bulvarlarda toplanmış, hükümetin tavrını protesto etmek için siyah kolluk takan insanlar görülüyordu. Bu sırada HKO, öğrencilerin peşine düşerek ve üniversite bölgesini tecrit ederek şehrin çevresinde sistematik olarak kontrol noktaları kuruyordu.
Meydanda ise, barışcıl bir şekilde geri çekilmek isteyenlerle meydanda kalmak isteyenler arasında bir tartışma yaşanıyordu. Meydan üzerindeki saldırı, farklı yönlerden yaklaşan zırhlı kariyerlerle ve süngü takmış birliklerle 3 Haziran günü saat 22:30'da başladı. Bu kariyerler ileriye ve yanlara doğru ateş açarak ve bu sırada muhtemelen kendi askerlerini de vurarak yol boyunca ilerlediler. BBC muhabiri Kate Adie meydanda “rastgele ateş” açıldığından söz etti. Otobüslere sığınmaya çalışan öğrenciler, askerler tarafından dışarı çıkarılıp kalın sopalarla dövüldü. Meydanı terketmeye çalışan öğrenciler bile askerler tarafından durdurulup dövüldü. Kariyerlere karşı zayıf ve güçsüz barikatların oluşturulmaya çalışıldığı meydanda, protestonun öncülerinin, yaklaşan askerlere karşı (molotof kokteyli gibi) silahları kullanmamaları için öğrencilere “yalvardıkları” söyleniyordu. Bu sırada, “Neden bizi öldürüyorsunuz?” diye bağırarak, pek çok öğrenci vuruldu. Ertesi sabah 5:40'ta Meydan boşaltılmıştı.
[değiştir] Sonrasında
[değiştir] Tutuklamalar ve tasfiyeler
[değiştir] Medyadaki yansımalar
[değiştir] Olayların ülke içindeki siyasal eğilimlere etkisi
[değiştir] Ekonomik etki
[değiştir] Kuşak boşluğu
[değiştir] Bugün
[değiştir] Çin'de tabu konu
[değiştir] ABD - AB silah ambargosu
[değiştir] Tazminatlar
[değiştir] Popüler kültür
[değiştir] Kaynaklar
Genel
- Spence, Jonathan D. The Search for Modern China. New York: Norton, 1999.
- Liu Xiaobo. "That Holy Word, "Revolution." In Popular Protest and Political Culture in Modern China. Edited by Jeffrey N. Wasserstrom and Elizabeth J. Perry, 140-7. Boulder, Col.: Westview Press, 1994.
Alıntı
- ^ The Tank Man.
- ^ The Myth of Tiananmen And the Price of a Passive Press, by Jay Mathews, Columbia Journalism Review
- ^ Escape from China, by Zhang Boli, Simon & Schuster Trade
- ^ Chinese human rights official says the crackdown 'completely correct' Rebecca MacKinnon, "Tiananmen Ten Years Later." CNN, 2 June 1999.
- ^ Professor Ding Zi Lin: the list of the dead
- ^ Andrew J. Nathan, The Tiananmen Papers, Foreign Affairs, January/February, 2001
- ^ Amnesty International, 30 August, 1989. Preliminary Findings on Killings of Unarmed Civilians, Arbitrary Arrests and Summary Executions Since 3 June 1989, p.19
- ^ The Gate of Heavenly Peace, movie script, 1995
- ^ http://www.pbs.org/wgbh/pages/frontline/tankman/view/ Tens of Millions of Protestors