Akdamar Adası
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Akdamar Adası (Aghtamar, Ahktamar ismleri ilede bilinir) (Ermenice: Աղթամար), Türkiye'nin Van ve Bitlis şehirleri arasında bulunan Van Gölü'nün içinde yer alan en büyük adadır. Van'ın Gevaş ilçesi sınırları içerisinde yer anan adada Ermeniler´den kalma bir de kilise bulunur. Yüzölçümü 700 metrekare olan adanın toplam kıyı uzunluğu 3 kilometreyi bulmaktadır. Deniz seviyesinden 1912 metre yüksekte bulunan adanın batı uçlarında yüksekliği 8 metreye ulaşan dik kayalıklar vardır.
Konu başlıkları |
[değiştir] Adının anlamı
Akdamar adının nereden geldiğine dair birçok varsayım vardır. Bunlardan birine göre; zamanında bu adada yaşayan başkeşişin güzelliği dillere destan çok güzel Tamara adında bir kızı vardır. Adanın çevresindeki köylerde çobanlık yapan Müslüman bir genç bu kıza aşık olur. Bu genç Tamara'yla buluşmak için her gece adaya yüzer. Tamara ise ona gece karanlığında yerini belli etmek için onu bir fenerle beklermiş. Bundan haberdar olan kızın babası, fırtınalı bir gecede elinde fenerle adanın kıyısına iner ve sürekli yer değiştirerek gencin boşuna yüzüp, gücünü yitirmesine neden olur. Yüzmekten gücünü yitirip, yorulan genç çoban gölün içinde boğulur ve boğulmadan önce son nefesiyle "Ah Tamara!" diye haykırır. Bunu duyan kız da hemen ardından kendini gölün sularına bırakarak boğulur. Ah Tamara! isminin dönüşerek zamanla Ahtamar ve Akdamar biçimini aldığı varsayılır. [1]
[değiştir] Akdamar Kilisesi
915-921 yılları arasında Kral I. Gagik tarafından, o zamanlar adada bulunan saray için yaptırılan Akdamar Kilisesi'nin mimarı olarak Keşiş Manuel gösterile de kralın da bizzat planlara karıştığı söylenir. Adanın güney doğusuna kurulmuş olan kilise, pek çok yönüyle dikkat çekici bir yapıdır. Yapımında kullanılan andezit taşları, mevsimlere ve günün saatine göre sarı, kırmızı veya gri renklerde bir görünüm sunar. Haç planlı kilisenin bir diğer özelliği de, dış cephenin çok zengin bitki ve hayvan motifleriyle İncil ve Tevrat'tan alınma sahneleri betimlemesidir. Kilisenin kuzeydoğusundaki şapel 1296-1336 tarihlerinde; batısındaki jamaton 1793 tarihinde; güneyindeki çan kulesi 18. yüzyıl sonlarında ilave edilmiştir. Kuzeyindeki şapelin ise tarihi bilinmemektedir 1116 - 1895 yılları arasında Ermeni Katolikliği´nin merkezliğini yapmış 1915 yılında Osmanlı Devleti tarafından yapılan Ermeni Tehçiri'nden sonra adada kalan son rahiplerin de kiliseden ayrılması ile kilise kaderine terk edilmiştir. Onyıllar boyunca hiç bir bakım görmemiş olan kilise Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde, Türkiye Ermenileri ve komşu Ermenistan ile ilişkilerin geliştirilmesine yönelik bir adım olarak, 1.5 milyon dolar harcanarak restore edilmiştir. Kilise 29 Mart 2007 tarihinde TC kültür bakanı Atilla Koç ve Ermenistan Kültür Bakan yardımcısı ile 20 kişilik bir heyetin katılımıyla müze olarak tekrar açılmıştır [2]. Türkiye Ermenileri´nin ruhani lideri II. Mesrub, Türkiye Cumhuriyeti´nden, kilisenin mimarisine bağlı kalınarak, kubbesine bir de haç asılmasını istemişse de TC hükûmetinden şu ana dek bir yanıt gelmemiştir [3]. Açılışa Ermenistan'a, Ermeni diasporasına'a ve çok sayıda gazeteciye davetiye gönderildi. Fakat Ermeni diasporası açılışı boykot etti ve diasporayı temsilen kimse katılmadı.
[değiştir] Dış bağlantılar
[değiştir] Kaynaklar
- ^ http://www.gevas.gov.tr/kultursanat.asp
- ^ http://abcnews.go.com/International/wireStory?id=2978931&page=1
- ^ http://www.zaman.com.tr/webapp-tr/haber.do?haberno=517521&keyfield=416B64616D6172204B696C6973657369
Wikimedia Commons'da Akdamar Adası ile ilgili çoklu ortam belgeleri bulunur. |