Tartışma:Hıristiyanlık
Vikipedi, özgür ansiklopedi
TDK'na göre "Hıristiyanlık" değil "Hristiyanlık" olmalı. --Fedkad 07:14, 8 Eylül 2005 (UTC)
- Hıristiyanlık benim sözlükte yazıyor (Karl Steuerwald Almanca - Türkçe), belki yenilendi, onu bilmem. Fakat Türkçe'de başka hr ile başlıyan kelimi tanımıyorum ve yapısal olarak (belki sadece bana) ters geliyor - Kristyanlık daha yakin gelecekti bana, okunuş ve söyleniş acısından. Hırvatistan keliminde H ve r arasında bir ı var bile...
Türk dili konusundaki iki "otorite" maalesef bu konuda ayrı fikirde:
Türk Dil Kurumu'na göre "hristiyanlık" doğru. [1]
Dil Derneği'ne göre ise "hıristiyanlık" doğru. (Bkz. Yazım Kılavuzu)
Necmiye Alpay, Türkçe Sorunları Kılavuzu'nda doğrusunun "hıristiyanlık" olduğunu yazıyor.(Metis Yayınları, 2004, s 106).
Ayrıca, bu konuda okuduğum yayınlardan gördüğüm kadarıyla, Türkçe konuşan hıristiyanlar, bu kelimeyi "hıristiyanlık" şeklinde yazma taraftarı.
Örnek: Bihlmeyer ve Tuchle, I-IV. Yüzyıllarda Hıristiyanlık, Çev. Antun Göral, İstanbul, 1972
Bu konuda okuduğum, uzmanlara ait yayınların çoğunda "Hıristiyanlık" yazımının benimsenmiş olduğunu görüyorum. "Hristiyanlık" yazımını benimseyenler, daha çok İslami eğilimli yazarlar. Bence hıristiyanlık olmalı. Türkçe söyleyişe de daha uygun. Filanca 13:46, 12 Ağustos 2006 (UTC)
Bence bu tamamen türklerin telafuzuna bağlı birşey,ülkemizde telafuz konusunda çok sıkıntı yaşayanlar var,mesela spor yerine sipor diyoruz,kral yerine kıral diyoruz,araya 'ı' harfini sıkıştırmak elbette yanlış ve bence burdaki tartışmada bundan kaynaklanıyor. Bence doğrusu Hrıstiyanlık.
- Kral yerine kıral, spor yerine sipor yazanlar hata yapıyordur şüphesiz, bunun hıristiyanlık kelimesinin yazımıyla ilgili tartışmayla ilgisi yok. Aynı mantıkla ben de traş yazımının yanlış, tıraş yazımının doğru olduğunu kanıt gösterebilirdim - ama onun da konuyla ilgisi yok. Bir de konumuzun "demek" değil "yazmak" olduğunu unutmayalım. Bir kelimenin nasıl yazılması gerektiğini araştırırken yazılı dilin gelenekleri, kuralları, kaynaklarına bakmak gerekiyor. Filanca 18:58, 7 Ekim 2006 (UTC)
Konu başlıkları |
[değiştir] Hıristiyanlık daha geniş kabul gören ve Türkçe'nin kurallarına uygun olan yazım
- "Hıristiyanlık", hem Türkçe'nin kurallarına daha uygun olduğu, hem de daha geniş kabul gördüğü için Vikipedi'de tercih edilmeli. Muhammedcimci 17:56, 21 Ağustos 2006 (UTC)
- "Hristiyanlık daha geniş kullanıma sahip kanaatimce. --Jatha 18:18, 21 Ağustos 2006 (UTC)
Konuyla ilgili yazıları takip eden biri olarak şunu söyleyebilirim: Her iki yazım da kullanılıyor. "Hıristiyanlık" daha çok Türkçe konuşan hıristiyanlar ve bu dine daha tarafsız bakan aydın kesimlerin tercihi. Dil Derneği yazım kılavuzu da bunu destekliyor. Keza "Türkçe Sorunları Kılavuzu"nda Necmiye Alpay bu yazımı tercih ediyor. Aynı zamanda "hr" seslerini bir arada kullanmaya alışık olmayan Türkçeye daha uygun. "Hristiyanlık" ise bu din hakkında yazan islami, muhafazakâr kesimin tercihi. Neden bilmiyorum, belki sesi bize daha uzak geldiği için. Türk Dil Kurumu yazım kılavuzu bu yazımı benimsemiş. Bence "Hıristiyanlık" Türkçeye daha uygundur. Zaten bu şekilde telaffuz ediyoruz. Filanca 07:35, 6 Eylül 2006 (UTC)
[değiştir] "Geniş kullanım"?
"Hıristiyanlık" mı yoksa "hristiyanlık" mı daha geniş kullanıma sahip? İşte somut kanıtlar:
1. Türk Dil Kurumu dışında dil ile ilgili kuruluşlar "hıristiyan" diye yazıyor. Örneğin, Dil Derneği ve dil yanlışları ile ilgili kitap yazan dilbilimcilerin yapıtları. "Hristiyanlık" yazımını kabul eden dil ile ilgili tek kuruluş ise Türk Dil Kurumu
2. Yazım değil de, söyleyiş sözkonusu olduğunda, takdir edersiniz ki, "hıristiyanlık" diye söyleriz Türkçe'nin sesletim kuralları gereği. Kimse "ı" sesini çıkarmadan "Hristiyanlık" diyemez.
3. Google'da aramaya gelirsek; "Hıristiyanlık" deyince 257.000, "Hristiyanlık" deyince ise 135.000 madde çıkıyor.
4. Google'ın kitapları tanıttığı arama motoru olan http://books.google.com kullanıldığında; "hıristiyanlık" deyince, 401 kitap ve dergi görünüyor, "hristiyanlık" dediğimizde ise dörtte birinden daha az bir sayı olan 86 kitap ve dergi görüyoruz.
5. Google'ın bilimsel makalelere erişim sağlayan http://scholar.google.com adresindeki hizmetindan yararlanıldığında; "hıristiyanlık" deyince 9 makale ya da kitap atıfı, "hristiyanlık" dediğimizde ise 5 makale ya da kitap atıfı görüyoruz.
Bu durumda, hangisi daha "geniş kullanım"a, ya da doğru Türkçe söyleyişle "yaygın kullanım"a sahip, "hıristiyanlık" mı yoksa "hristiyanlık" mı?
Saygılar...
Muhammedcimci 19:01, 21 Ağustos 2006 (UTC)
== ** ==Kalın yazıMaNıTk We kÖKeN BaKıŞ aÇıLı BiR YaKLaŞIM adres açıklaması bence hristiyanlık kendilerince doğru fakat biz türkler her kelimeyi yazıldığı gibi okuduğumuz veya okunduğu gibi yazdığımız için bu bizde hıristiyanlık olarak geçebilir mesela nette bir sözlükten bakmak istediğinzde genelde hıristiyanlık olarak gelecektir hristiyanlık yazarsanız sanıyorum kabul edilmez bir de hristiyan kökenli bakalım şöyle ki kimler hristiyan?? örneğin ingilizler onların dilinde nasıl geçiyor?? Christian olarak arada ı war mı?? yok zaten ingilizcee küçük ı yok neyse yani sonuç olarak bize göre hıristiyan ama aslen hristiyan zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkürler hoşçakalın Stigmata 22:02, 25 Ağustos 2006 (UTC)
ben nasıl yazmam gerektiğini hala öğrnemedim gerçi reel hayatta da biraz yazma özürlüyüm ama yukardakine lütfen gülmeyin anlayışınız için (varsa tabi) teşekkürler Stigmata 22:11, 25 Ağustos 2006 (UTC)
Bendeki kaynaklardan "Hıristiyanlık" yazımını kabul edenler:
- Dil Derneği Yazım Kılavuzu
- Ana Yazım Kılavuzu
- Meydan Larousse Büyük Lugat ve Ansiklopedi
- Resimli Ansiklopedik Büyük Sözlük, Güneş Gazetesi yayını
- Temel Türkçe Sözlük, Tercüman Gazetesi yayını (!)
- Türk Dil Kurumu Yazım Kılavuzları (12 Eylül 1980 Darbesine kadar)
Hristiyanlık yazımını kabul edenler:
- Türk Dil Kurumu Yazım Kılavuzları (12 Eylül Darbesi sonrası)
TDK'nin Türkçe yazım geleneklerini allak-bullak edişinin bir diğer örneği, bu Kurumun koyduğu kuralları körü körüne uygulamamamız için güzel bir örnek. Filanca 07:47, 6 Eylül 2006 (UTC)
[değiştir] Peygamberlerin tümü Arap ve Yahudi miydiler?
Bilindiği gibi Hz.İbrahim'in iki oğlu (Hz.İsmail ve Hz.İshak) sırasıyla Arapların ve İsraillilerin atası. M.Ö. 18.yüzyılda Bağdat civarında, Ur'da yaşadıkları tahmin ediliyor. Daha sonraki yüzlerce tüm peygamber de aynı kavimden çıkıyor. Yani Araplarla İsrailliler, kabul etmesi zor da olsa, aynı (veya kardeş) kavimler esasında.
Kimi dinbilimcilere göre Hıristiyanlık, Yahudiliğin M.S. 1. yüzyılda Roma İmparatorluğu istilası sırasında Roma ve Yunan kültürlerine adapte olmuş, daha sonraki yüzyıllarda da Orta ve Kuzey Avrupa'ya yayılmış türevi.
Müslümanlık ise Yahudiliğin 6.-7. yüzyıllarda Arap Bedevilerine uyarlanmış şekli. Bu iki dinin adetlerinin birbirine bu kadar benzemesi tesadüf olamaz (erkeklerin sünneti, domuz eti ve alkol yasağı, başa giyilen takke, çok benzeyen cenaze adetleri vb.).
Yani aslında üçü de aynı din. İçlerinde Yahudilik en eskisi.
Üçü de bu derece birbirleriyle akrabaysalar peki nasıl oluyor da birbirlerine bu kadar düşman olabiliyorlar?
Kesinlikle din felsefesindeki farklardan dolayı değil..
Orta Çağ'da din ve siyasetin içiçe ve aynı şey olduğu malum..
Doğu ile Batı (Şark ile Avrupa) hep birbirlerine tahakküm kurmak istemiş, hükümdarlar da büyük halk kitlelerini en kolay 'Tanrı adına' savaşa yollamışlar (Haçlılar vs.).
Yani ezeli düşmanlığın sebebi felsefi farklar değil, sarışın Avrupa ile esmer Ortadoğu'nun birbirlerine diş geçirme ihtirası.
Saygılar --Touristguide 16:53, 2 Aralık 2006 (UTC)
Bu maddenin ismi Hristiyanlık olmali derim. Citrat 17:47, 14 Haziran 2006 (UTC)
Kesinlikle burda tartışmaya bile gerek yok. --Ruzgarmesaj 18:18, 14 Haziran 2006 (UTC)
Türk dili konusundaki iki "otorite" maalesef bu konuda ayrı fikirde: Türk Dil Kurumu'na göre "hristiyanlık" doğru. Dil Derneği'ne göre ise "hıristiyanlık" doğru. Necmiye Alpay, Türkçe Sorunları Kılavuzu'nda doğrusunun "hıristiyanlık" olduğunu yazıyor.(Metis Yayınları, 2004, s 106). Ayrıca, bu konuda okuduğum yayınlardan gördüğüm kadarıyla, Türkçe konuşan hıristiyanlar, bu kelimeyi "hıristiyanlık" şeklinde yazma taraftarı. Örnek: Bihlmeyer ve Tuchle, I-IV. Yüzyıllarda Hıristiyanlık, Çev. Antun Göral, İstanbul, 1972 Bu konuda okuduğum, uzmanlara ait yayınların çoğunda "Hıristiyanlık" yazımının benimsenmiş olduğunu görüyorum. "Hristiyanlık" yazımını benimseyenler, daha çok İslami eğilimli yazarlar. Bence hıristiyanlık olmalı. Türkçe söyleyişe de daha uygun. Filanca 13:46, 12 Ağustos 2006 (UTC)
Birincisi şu ki, sol frameden bakarsanız, bütün dillerde 'h' ile 'r' seslerinin arasında 'ı' harfinin olmadığını görürsünüz. O hâlde, Türkçede de bu böyle olmalıdır ve doğru yazım Hristiyanlık şeklindedir. İkincisi, Fransızcadan (belki de İngilizceden) geçen bu gibi kelimelerin ilk iki harfi arasına sesli harf konmaz (plan, standart, tren gibi). --Zcs 17:10, 5 Kasım 2006 (UTC)
- Birincisi, başka dillerde Hıristiyanlık kelimesinin nasıl yazıldığı Türkçe ile neden ilgili anlamadım. İkincisi, Hıristiyanlık kelimesi Türkçeye İngilizce veya Fransızcadan geçmemiştir, Yunanca'dan geçmiştir ve bu durum kelimenin Türkçe yazımını belirlemez. Üçüncüsü, "frame" de ne demek? Hem de Türkçe ile ilgili bir tartışmada, hiç yakıştıramadım. :) Eğer "hristiyan" yazımı için daha geçerli bir sav yoksa maddenin başlığını değiştireceğim. Filanca 18:14, 11 Ocak 2007 (UTC)
Hıristiyanlık yazımını benimseyen kaynaklar:
- Dil Derneği (Sözlük, Yazım Kılavuzu)
- Meydan Larousse Ansiklopedisi
- Necmiye Alpay, Türkçe Sorunları Kılavuzu
- Ferit Devellioğlu, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Hıristiyanî maddesi
- Temel Türkçe Sözlük, Tercüman Yayınları
- Büyük Sözlük, Güneş Yayınları
Hristiyanlık yazımını benimseyen kaynaklar:
- Türk Dil Kurumu (Sözlük, Yazım Kılavuzu)
Elbette sadece "muteber" kaynakları esas aldım. Filanca 19:35, 15 Ocak 2007 (UTC)
[değiştir] Saygısızlık ve Taraflılık
tüm peygamberler arap veya yahudi degiller dir araştırın mezepotamya bir arap medeniyetimidirki arap ve yahudi diyorsunuz bende siz kanıt göstereme ama tüm peygamberler arap veya yahudi degiler teşekür ederim
[değiştir] ... =
Hıristiyanlığı bu kadar taraflı yazmak nasıl başarılmış, anlamak zor. Bari başlığı değiştirelim de "İslamcılara göre Hıristiyanlık" yapalım! Hıristiyanlığın tahrif edildiğine dair iddialar kısmının tamamen çıkarılmasını savunuyorum. Khutuck 16:17, 11 Ocak 2007 (UTC)
- O kısmın çıkarılmasına karşıyım. Bu iddialar var, inananları var, çok da boş değiller, bu konuda geniş bir literatür oluşmuş halde. Bunları silmek yerine, o bölümü islah etmek, Hıristiyan apolojistlerin karşı-iddialarına yer vermek, maddeyi bir bütün olarak geliştirmek yoluna gitmeliyiz. Filanca 18:16, 11 Ocak 2007 (UTC)
[değiştir] Christenheit ve Christentum aynı değildir
Maddeyi şöyle bir okudum eğer biraz bilgim varsa o da şu ki, karmakarışık birşey. Doğrular da var, yanlışlar da var. Hem de nasıl var. Hem Hristiyanlığın anlatımında var, hem de Hristiyanlığın şundan bundan etkilenmiştir denilen konularda var. Türkçe'de biz sadece Hristiyanlık diye biliriz. Oysa bu örneğin Almancada Christenheit ve Christentum şeklinde iki farklı sözcükle yazılır. Bunların anlamları da birbirinden farklıdır. Neden? Bugün Hristiyanlık denince içinde yüzlerce mezhep ve tarikatların olduğu bir din akla gelir. Yani Christenheit = Birçok Hristiyanlık mezhepleridir. Öte yandan Christentum = İlk Hristiyanlık demektir. Bu önemli mi derseniz, önemlidir. Çünkü tartışma konuları bundan kaynaklanıyor. Soru şudur? İlk Hristiyanlık ile bugünkü Hristiyanlık (a) öğretilerinde, (b) uygulamalarında aynı mıdır? Bence farklıdır. 03 Mart 2007
[değiştir] Bacchus
"Hıristiyanlık" tarih boyu bir çok etki altında kalmış. Birçok ulus Hıristiyanlığı benimsemiş ama daha önceki inançlarını da terketmemişler ve bunlar zamanla Hıristiyanlığın bir parçası haline gelmiş. Örneğin haç:
Haçın kökeni Babil'e kadar uzanır. Tammuz tanrısı Babil tanrılarından biriydi ve bitkilerin, yağmurun tanrısıydı. Sevgilisi-eşi ise bereket-verimlilik tanrıçası İştar'dı. Tammuz'la ilgili inanç haç simgesiyle eski Mısır'da da bulunur. Tammuz'un baş harfi "Tau" yani "T", bu tanrıyı simgeler. İnanca göre Tammuz ("Tam" = tam ve "muz" = ateş -> Tam ateş demek) Güneşin çok kızgın olduğu ve bitkilerin de susuzluktan öldüğü bir zamanda kadınlar Tammuz'a ağlarlar çünkü Tammuz bu mevsimde ölmüştür daha doğrusu öldürülmüştür. Tammuz için Bakkus'da denir. Bakkus = "ağlanılan" demektir. Dinsel geleneklere göre Nimrod (Nemrut) bir şiddetin kurbanı olmuş ve öldürülmüştür. Nimrod'un ölümünden sonra onun takipçileri onu putlaştırdılar ve ardından ağıtlarla ağladılar. Bu dinsel bir gelenek oldu. Nimrod Kitabı Mukaddes'te Tanrı'ya muhalif (karşı gelen) kudretli avcı olarak adlandırılır. Nimrod Babil dahil olmak üzere Mezopotamya'daki eski birçok kentlerin kurucusu olarak geçer. Nimrod, aslında özel bir isim değildir. "Maradh" = "biz isyan edeceğiz" sözüyle bağlantılı olarak kendisine verilmiş bir sıfattır. Nimrod'un başını çektiği grup: "Kendimize bir kent kuralım" dediler, "Göklere erişecek bir kule dikip ün salalım. Böylece yeryüzüne dağılmayız". Nimrod, bilindiği kadarıyla soy bırakmadan öldü ve hiç kimse asıl adını bilmediğinden, kendine "ün sala"madı. Nimrod, tarihsel bakımdan Marduk'la özdeşleştirilir. Çünkü Marduk Babil'in kurucusu olarak geçer. Marduk, Babil'in baş tanrılarından biridir, hatta ilkidir. Kitabı Mukaddes, Babil'i kentini kuranın Nimrod olduğunu söylediğinden ve Marduk'ta Babil'in kurucusu olduğundan dolayı, ikisinin aynı kişi olduğu düşünülür. Yani Nimrod tanrılaştırılarak Marduk olmuştur. Zaten sözcüklerin içeriği de bunu işaret etmektedir. Maradh -> Marduk -> Nimrod. Kitabı Mukaddes'te Marduk -> Merodak olarak geçer. Nimrod'un avcılığı yalnızca hayvanları avlamakla sınırlı değildi. O'nun avcılığı askeri seferlerle yapılan insanları avlayıp öldürmeyi de kapsıyordu. Kendisi de muhtemelen aynı şekilde bir şiddet sonucu öldü. Nimrod, Babil halkı için gene de bir kahramandı. Bu yüzden kadınlar onun ardından ağladılar. Bazı sami dilindeki isimlerin anlamlarına bakılırsa farklı adlar taşıyan tanrıların birbiriyle kopuk olmadığı görülür. Marduk'a Baal denildiği de görülüyor. (yöreye göre Bel) Sözcük çok farklı görünebilir ama Baal'ın anlamı = efendi, sahip, koca demektir. Baal, İştar'ın kocasıydı. Baal için içerdiği anlamla Tammuz'da denildi. Kadınlar öldürülen Tammuz'a ağladılar; aslında onlar ölen Nimrod'un ardından yerleşmiş bulunan dinsel bir uygulamayı sürdürüyorlardı. Buna göre Nimrod, Marduk, Baal ve Tammuz, Babil'in farklı değil aynı tanrısıydı. Daha birçok başka tanrılar vardı ancak, Baal bu önceki tanrıların bazı özelliklerini kendinde toplayarak öne çıktı. Kitabı Mukaddes'e göre ve tarihsel olarak, Babil'den (Mezopotamya'dan) büyük bir göç oldu. Bu göçle birlikte insanlar aynı dinsel inançlarını gittikleri yerlere de götürdüler. Bu nedenle Mısır'daki Osiris ve İsis, Baal ve İştar'la benzerlik gösterir. Tammuz'la ilgili inanç şöyledir:
Ölen Tammuz yeraltı dünyasına gider. Tammuz'un ölümü ile bitkiler giderek solmaya başlar ve doğa bütün kış ölü kalır. Ama ilkbahar gelince yağmurlar yağacak ve doğa tekrar canlanacaktır. Tammuz, gece ve gündüzün eşit olmaya başladığı 21 Mart'ta ise tekrar yeraltından çıkar ve sevgilisi-eşi İştar'la cinsel ilişkiye girer. Artık sevinçli kutlamalar yapma zamanıdır. Bu tanrı ve tanrıçanın tapıcıları ise onları bu cinsel ilişkiye teşvik etmek için, bu Tammuz (Tammuz -> Kenanlılarda Baal) ve İştar'ın (Kenanlılarda Astarti -> Sembolü yıldız => Astarti, Ostern -> Stern (Almanca) = Star (İngilizce)) sembollerinin bulunduğu tapınaklarda seks ayinleri yapılırdı. Ayinler için hizmet eden hem kadın hem de erkek fahişeler vardı. Ayinlerde yemek yenir, şarap içilir, müzik yapılır ve bunu erkek ve fahişelerle yapılan seks izlerdi. Tammuz'un sembolü bir dikilitaştı, İştar'ınki ise dikili tahta bir kazıktı. Eski Mısır'da bulunan Tammuz sembollerinden biri olan "crux ansata - halkalı haç" Tammuz'la İştar'ın cinsel birleşmesini temsil ediyordu. Bunun şekli ise şöyleydi. Büyük T harfinin üzerine kondurulmuş oval bir çember. Tammuz'un eski Yunan'daki karşılığı "Dionysos"'tur. Dionysos'un eşi-sevgilisi de Artemis'tir. Roma bu eski Yunan tanrı ve tanrıçalarını kendi tanrılarına eklemiştir. Tammuz'un Roma'daki karşılığı Adonis ve Artemis'in karşılığı'da Venüs'tür. Roma imparatoru Konstantin ile birlikte haç sembolü Hıristiyanlığa girdi.
- Dikili taş sütün: Erkeklik organının simgesi (Baal için)
- Dikili tahta kazık: İştar'ı simgesi -> Kitabı Mukaddes'te "Aşera", "dal"
- Boğa: Baal'ın cinsel gücünü ve boynuzları güneşin ışınlarını simgeliyordu. Bununla ilgili olarak boynuzlu miğferler vardı. (Vikinglerin de benzer boynuzlu miğferleri var.)
- İnek: İştar'ın simgesi
- "T": Tammuz'un baş harfi (Tau)
- Oval çember: İştar'la ilgili
- Halkalı haç: T'nin üzerine oval çember konulmuş şekil, Tammuz'la İştar'ın cinsel birleşmesini simgeler. (Crux Ansata), (Henkel Kreuz -> Almanca)
- Molek: Kral (Baal için kullanılan sıfat)
- Baal (Bel): Efendi, sahip, koca
Tammuz: Tam ateş (kadınlar Tammuz için ağlarlar) Bakhus: Ağlanılan Maradh: Biz isyan edeceğiz Nimrod: "Biz isyan edeceğiz" den türetilip takılmış bir lakap Merodak: Kitabı Mukaddes'te Marduk için söylenir. Ben Hinnom Vadisi: Hinnom oğlu vadisi -> Ge ben Hinnom Gehinnom: Hinnom vadisi -> cehennem (Ge = vadi), (Hinnom = isim)
Crux Ansata: http://images.google.com.tr/images?hl=tr&q=Crux%20Ansata&ie=UTF-8&oe=UTF-8&um=1&sa=N&tab=wi
İsis ve Horus: İsis ve çocuğu Horus (Mısır): http://images.google.com.tr/images?svnum=10&hl=tr&gbv=2&q=%C4%B0sis+Horus&btnG=Resimlerde+Ara http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0sis
Gökkraliçesi: http://images.google.com.tr/images?svnum=10&um=1&hl=tr&gbv=2&q=K%C3%B6nigin+des+westlichen+Himmels
Himmelskönigin (Almanca): Gök kraliçesi Meryem: http://images.google.com.tr/images?svnum=10&hl=tr&gbv=2&q=himmelsk%C3%B6nigin&btnG=Resimlerde+Ara
Meryem ve İsa: http://images.google.com.tr/images?svnum=10&hl=tr&gbv=2&q=Maria+und+Kind
Ostara: http://images.google.com.tr/images?hl=tr&q=Ostara&ie=UTF-8&oe=UTF-8&um=1&sa=N&tab=wi
Aştoret-Astarti-İştar: http://images.google.com.tr/images?hl=tr&q=Astoreth&ie=UTF-8&oe=UTF-8&um=1&sa=N&tab=wi
Baal: http://images.google.com.tr/images?hl=tr&q=Baal&ie=UTF-8&oe=UTF-8&um=1&sa=N&tab=wi
Tammuz: http://images.google.com.tr/images?hl=tr&q=Tammuz&ie=UTF-8&oe=UTF-8&um=1&sa=N&tab=wi
Gehinnom: http://images.google.com.tr/images?hl=tr&q=Gehinnom&ie=UTF-8&oe=UTF-8&um=1&sa=N&tab=wi
Aynı tanrı olarak:
- Marduk, Baal, Bel, Tammuz: Mezopotamya-Babil
- Osiris: Mısır
- Dionysos: Yunan
- Adonis: Roma
Aynı tanrıça-Gökler kraliçesi olarak:
- İştar, Aştoret, Astarti: Mezopotamya-Babil
- İsis: Mısır
- Kybele: Anadolu
- Artemis: Yunan
- Venüs: Roma
- Ostara: eski Germen
- Marduk (Nimrod) = Baal = Tammuz = Osiris = = Dionysos = Bakhus = Adonis.
- İştar = Aştoret = Astarti = Kybele = Artemis = Venüs = İsis = Ostara. Simgesi "Yıldız" -> İştar = Astarti -> Ostara -> Ostern (Ostern bayramı-yumurta ve tavşanlı). Tavşan: üreme simgesi. Yumurta: Yaşamın yeniden doğuşunun canlaşının simgesi. Bu simgeler İştar'la birlikte kullanılırdı. İştar'ın elinde bir sepet ve içinde yumurtalarla, yanında bir tavşan vardır.
Şimdi de Kitabı Mukaddes'in ne dediğine bir bakalım. Bütün alıntı ayetler Meryem'in doğumunundan yüzlerce yıl öncesine ait olaylardan:
Dikili taş ve Dikili kazık:
1.Krallar 14:23,24: Ayrıca kendilerine her yüksek tepenin üstüne ve bol yapraklı her ağacın altına tapınma yerleri, dikili taşlar(erkeklik organı simgesi-Baal için) ve Aşera putları yaptılar(kutsal ağaç kazık). Ülkedeki putperest törenlerinde fuhuş yapan kadın ve erkekler bile vardı. Yahudalılar RAB'bin İsrail halkının önünden kovduğu ulusların yaptığı bütün iğrençlikleri yaptılar."
2.Krallar 17,16: Tanrıları RAB'bin bütün buyruklarını terk ettiler. Tapınmak için kendilerine iki dökme buzağı ve Aşera putu yaptırdılar. Gök cisimlerine taptılar. Baal'a kulluk ettiler.
2.Krallar 23,5: Yahuda krallarının kentlerde ve Yeruşalim'in çevresindeki tapınma yerlerinde buhur yaksınlar diye atamış olduğu putperest kâhinleri, Baal'a, güneşe, aya, takımyıldızlara -bütün gök cisimlerine- buhur yakanları ortadan kaldırdı.
Yeremya 2,8: Kâhinler, ‹RAB nerede?› diye sormadılar, Kutsal Yasa uzmanları beni tanımadılar, Yöneticiler bana başkaldırdılar; Peygamberler Baal adına peygamberlik edip İşe yaramaz putların ardınca gittiler.
Yeremya 2,23: ‹‹Öyleyken nasıl, ‹Ben kirlenmedim, Baallar'ı izlemedim› diyebilirsin? Vadide nasıl davrandığına bak da Ne yaptığını anla. Sen orada burada dolaşan Ayağı tez bir dişi devesin.
Yeremya 7,9-10: ‹‹ ‹Çalmak, adam öldürmek, zina etmek, yalan yere ant içmek, Baal'a buhur yakmak, tanımadığınız başka ilahların ardınca gitmek, bütün bu iğrençlikleri yapmak için mi bana ait olan tapınağa gelip önümde duruyor, güvenlikteyiz diyorsunuz?
Yeremya 9,14: ‹‹Onun yerine yüreklerinin inadını, atalarının öğrettiği gibi Baallar'ı izlediler.››
Yeremya 11,13: Kentlerinin sayısı kadar ilahın var, ey Yahuda! O utanılası ilaha, Baal'a buhur yakmak için Yeruşalim sokaklarının sayısı kadar sunak kurdunuz.
Yeremya 12,16: Halkıma Baal'ın adıyla ant içmeyi öğrettiler. Bunun gibi, halkımın yolunda yürümeyi ve ‹RAB'bin varlığı hakkı için› diyerek benim adımla ant içmeyi de iyice öğrenirlerse, halkımın arasında sağlam yerleri olacak.
Yeremya 19,5: Çocuklarını ateşte Baal'a kurban etmek için tapınma yerleri kurdular. Böyle bir şey ne buyurdum ne sözünü ettim ne de aklımdan geçirdim.
Yeremya 23,13: ‹‹Samiriye peygamberleri arasında Şu iğrençliği gördüm: Baal adına peygamberlik ederek Halkım İsrail'i baştan çıkarıyorlar.
Yeremya 23,27: Ataları nasıl Baal yüzünden adımı unuttuysa, onlar da birbirlerine düşlerini anlatarak halkıma adımı unutturmayı tasarlıyorlar.
Yeremya 32,29: Kente saldıran Kildaniler gelip onu ateşe verecekler. Kenti de damlarında Baal'ın onuruna buhur yakıp başka ilahlara dökmelik sunular sunarak beni öfkelendirdikleri evleri de yakacaklar.
Yeremya 32,35: Ben-Hinnom Vadisi'nde ilah Molek'e sunu olarak oğullarını, kızlarını ateşte kurban etmek için Baal'ın tapınma yerlerini kurdular. Böyle iğrenç şeyler yaparak Yahuda'yı günaha sürüklemelerini ne buyurdum, ne de aklımdan geçirdim.
Sefanya 1,4-6: ‹‹Elimi Yahuda ve Yeruşalim'de yaşayanlara karşı uzatacağım. Baal'dan kalan izleri, Putperest din adamlarıyla kâhinlerin adını, Damlardan gök cisimlerine tapınanları, Hem benim adıma, hem de Molek putu adına ant içip tapınanları, Yolumdan dönenleri, Bana yönelmeyenleri, Kılavuzluğumu istemeyenleri buradan yok edeceğim.››
Yeremya 7,18: Çocuklar odun topluyor, babalar ateş yakıyor, kadınlar Gök Kraliçesi'ne pide pişirmek için hamur yoğuruyor. Beni öfkelendirmek için başka ilahlara dökmelik sunular sunuyorlar.
Yeremya 44,17: Tersine, yapacağımızı söylediğimiz her şeyi kesinlikle yapacağız: Gök Kraliçesi'ne buhur yakacak, atalarımızın, krallarımızın, önderlerimizin ve kendimizin Yahuda kentlerinde, Yeruşalim sokaklarında yaptığımız gibi ona dökmelik sunular dökeceğiz. O zamanlar bol yiyeceğimiz vardı, her işimiz yolundaydı, sıkıntı çekmiyorduk.
Yeremya 44,18: Oysa Gök Kraliçesi'ne buhur yakmayı, dökmelik sunular dökmeyi bıraktığımız günden bu yana her yönden yokluk çekiyoruz; kılıçtan, kıtlıktan yok oluyoruz.››
Yeremya 44,19: Kadınlar, ‹‹Evet, Gök Kraliçesi'ne buhur yakıp dökmelik sunular dökeceğiz! Ona benzer pideler pişirip kendisine dökmelik sunular döktüğümüzü kocalarımız bilmiyor muydu sanki?›› diye eklediler.
Hakimler 2,13 Çünkü RAB'bi terk edip Baal'a ve Aştoretler'e taptılar.
1.Samuel 12,10 Atalarınız RAB'be, ‹Günah işledik; RAB'bi bırakıp Baal'ın ve Aştoret'in putlarına kulluk ettik. Ama şimdi bizi düşmanlarımızın elinden kurtar, sana kulluk edeceğiz› diye seslendiler.
1.Samuel 31,10 Saul'un silahlarını Aştoret'in tapınağına koyup cesedini Beytşean Kenti'nin suruna çaktılar.
1.Krallar 11,5 Saydalılar'ın tanrıçası Aştoret'e ve Ammonlular'ın iğrenç ilahı Molek'e taptı.
1.Krallar 11,33 Çünkü Süleyman bana sırt çevirip Saydalılar'ın tanrıçası Aştoret'e, Moavlılar'ın ilahı Kemoş'a ve Ammonlular'ın ilahı Molek'e taptı. Kurallarıma, ilkelerime uyup gözümde doğru olanı yapan babası Davut gibi yollarımı izlemedi.
Mısırdan Çıkış 32: Halk Musa'nın dağdan inmediğini, geciktiğini görünce, Harun'un çevresine toplandı. Ona, ‹‹Kalk, bize öncülük edecek bir ilah yap›› dediler, ‹‹Bizi Mısır'dan çıkaran adama, Musa'ya ne oldu bilmiyoruz!›› Harun, ‹‹Karılarınızın, oğullarınızın, kızlarınızın kulağındaki altın küpeleri çıkarıp bana getirin›› dedi. Herkes kulağındaki küpeyi çıkarıp Harun'a getirdi. Harun altınları topladı, oymacı aletiyle buzağı biçiminde dökme bir put yaptı. Halk, ‹‹Ey İsrailliler, sizi Mısır'dan çıkaran Tanrınız budur!›› dedi. Harun bunu görünce, buzağının önünde bir sunak yaptı ve, ‹‹Yarın RAB'bin onuruna bayram olacak›› diye ilan etti. Ertesi gün halk erkenden kalkıp yakmalık sunular sundu, esenlik sunuları getirdi. Yiyip içmeye oturdu, sonra kalkıp çılgınca eğlendi. RAB Musa'ya, ‹‹Aşağı in›› dedi, ‹‹Mısır'dan çıkardığın halkın baştan çıktı. Buyurduğum yoldan hemen saptılar. Kendilerine dökme bir buzağı yaparak önünde tapındılar, kurban kestiler. ‹Ey İsrailliler, sizi Mısır'dan çıkaran ilahınız budur!› dediler.›› RAB Musa'ya, ‹‹Bu halkın ne inatçı olduğunu biliyorum›› dedi, ‹‹Şimdi bana engel olma, bırak öfkem alevlensin, onları yok edeyim. Sonra seni büyük bir ulus yapacağım.››
Hezekiel 8: Sürgünlüğün altıncı yılı, altıncı ayın beşinci günü evde Yahuda'nın ileri gelenleriyle otururken Egemen RAB'bin eli bana dokundu. Baktım, insana1 benzer birini gördüm: Görünüşü, belinden aşağısı ateşi andırıyor, belinden yukarısı maden gibi ışıldıyordu. Eli andıran bir şey uzatıp beni saçlarımdan tuttu. Ruh beni yerle gök arasına kaldırdı ve Tanrı'dan gelen görümlerde Yeruşalim'e, iç avlunun kuzeye bakan kapısının giriş bölümüne götürdü. Tanrı'nın kıskançlığını uyandıran kıskançlık putu orada dikiliydi. Ovada gördüğüm görümdeki gibi, İsrail'in Tanrısı'nın görkemi oradaydı. Sonra bana, ‹‹Ey insanoğlu, kuzeye bak!›› dedi. Baktım, sunak kapısının kuzeye bakan giriş bölümünde duran kıskançlık putunu gördüm. Bana, ‹‹İnsanoğlu, ne yaptıklarını görüyor musun?›› dedi, ‹‹Tapınağımdan uzaklaşayım diye İsrail halkı çok iğrenç şeyler yapıyor. Bundan daha iğrenç şeyler göreceksin.›› Beni avlunun giriş bölümüne getirdi. Baktım, duvarda bir delik gördüm. Bana, ‹‹Haydi duvarı del, insanoğlu›› dedi. Duvarı deldim, orada bir kapı gördüm. Bana, ‹‹İçeri gir de burada yaptıkları kötü ve iğrenç şeyleri gör›› dedi. Böylece içeriye girip baktım. Duvarın her yanına çeşit çeşit sürüngen, iğrenç hayvan şekilleri ve İsrail halkının bütün putları oyulmuştu. İsrail ileri gelenlerinden yetmiş kişiyle Şafan oğlu Yaazanya orada, putların önünde duruyordu. Her birinin elinde bir buhurdan vardı; buhurun kokusu bulut gibi yükseliyordu. ‹‹İnsanoğlu, İsrail halkının ileri gelenlerinin kendi putlarının odalarında, karanlıkta neler yaptıklarını gördün mü?›› dedi, ‹‹Onlar, ‹RAB bizi görmüyor, RAB ülkeyi bıraktı› diyorlar.›› Bana yine, ‹‹Daha iğrenç şeyler yaptıklarını da göreceksin›› dedi. Bundan sonra beni RAB'bin Tapınağı'nın kuzeye bakan kapısının giriş bölümüne götürdü. Orada oturup Tammuz için ağlayan kadınları gördüm. (Bakhus = Ağlanılan) Bana, ‹‹İnsanoğlu, bunu gördün mü? Bundan daha iğrenç şeyler de göreceksin›› dedi. Beni RAB'bin Tapınağı'nın iç avlusuna götürdü. Tapınağın girişinde, eyvanla sunak arasında yirmi beş kadar adam vardı. Sırtlarını RAB'bin Tapınağı'na, yüzlerini doğuya dönmüş, güneşe tapınıyorlardı. Bana, ‹‹İnsanoğlu, bunları gördün mü?›› dedi, ‹‹Yahuda halkı burada yaptığı iğrenç şeyler yetmiyormuş gibi, ülkeyi zorbalıkla doldurup beni sürekli öfkelendiriyor. Bak, dalı (Astartiyi ya da Aştoreti simgeleyen tahta kazık = Aşera) nasıl burunlarına uzatıyorlar! Bundan ötürü onlara öfkeyle davranacak, acımayacağım, onları esirgemeyeceğim. Yüksek sesle beni çağırsalar bile onları dinlemeyeceğim.››--88.247.183.234 19:59, 4 Nisan 2007 (UTC)