Ahmet Şefik Mithat Paşa
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Ahmet Şefik Mithat Paşa (18 Ekim 1822, İstanbul - 8 Mayıs 1884, Taif), Osmanlı devlet adamı. Rusçuklu Hacı Hafız Mehmed Eşref Efendi'nin oğludur.
Çocukluğunu İstanbul'da ve babasının naip olarak bulunduğu Vidin ve Lofça'da geçirdi. Özel eğitim gördü. 1834'te Divan-ı Humayün kaleminde görev aldı. Burada kendisine midhat mahlası verildi. Daha sonra Arapça ve Farsça öğrendi. Divan-ı humayün'ün görevlerini üstlenen Meclis-i Vükela 'nın katipleri arasında yer aldı. 1840'ta sadaret mektubi kaleminde yer aldı. 1842-1846 arasında tahrirat katibi yardımcısı olarak Şam ve Sayda'da, 1846'dan sonra divan katibi olarak Konya ve Kastamonu'da görev yaptı. 1849'da İstanbul'a dönerek meclis-i vala-yı ahkam-ı adliye'de mazbata kalemi katibi, ertesi yıl serhalife oldu.
1852'de meclis-i vala-yı ahkam-ı adliye Anadolu kalemi'nin ikinci katipliğine atandı. 1854'te sadrazam olan Kıbrıslı Mehmed Emin Paşa tarafından Rumeli'de yaygınlaşan isyan ve eşkiyalık olaylarını bastırmak gibi, yerine getirilmesi güç bir işle görevlendirildi. Bulgaristan'da düzeni sağladıktan (1857) sonra, Avrupa'nın başlıca kentlerini kapsayan altı aylık bir inceleme gezisine çıktı.
İstanbul'a dönüşünde Serasker Rıza Paşa ile birlikte Kuleli Vakası (1859) olarak bilinen ve Abdülmecid'i devirmeyi amaçlayan suikast girişiminin soruşturmasını yürütmekle görevlendirildi. Kıbrıslı Mehmet Emin Paşa'nın ikinci sadrazamlığı sırasında, 1861'de vezir rütbesiyle Niş valiliğine atandı. Başarılı reformlarından dolayı, Abdülaziz tarafından uygulamaları doğrultusunda genel bir reform programı hazırlamakla görevlendirildi. 1864'te Silistre, Vidin ve Niş'in birleştirilmesiyle oluşturulan Tuna vilayeti'nin başına getirildi ve Osmanlı idari düzenini yeniden belirleyen Vilayet Nizamnamesi'nin uygulanmasına (1864-67) öncülük etti. Vilayet merkezinden köylere kadar yeni meclisler, bayındırlık, fen ve eğitim işlerine bakacak daire müdürlükleri oluşturdu. Ziraat Bankası'nın çekirdeğini oluşturan Memleket Sandığı'nı kurdu. Vergi türlerini ve yükümlülüğünü azaltan düzenlemeler yaptı. Niş valisiyken açtığı ıslahhane adlı sivil teknik okulları yaygınlaştırdı.
1868'de İstanbul'a çağrılarak meclis-i vala-yı ahkam-ı adliye'yi yeniden düzenlemekle görevlendirildi. Meclisin idari ve yargısal işlevlerini birbirinden ayırarak şüra-yı devlet ve divan-ı ahkam-adliye'yi kurdu. şüra-yı devlet başkanı olarak eğitim ve maliye gibi alanlarda yeni nizamnameler hazırladı. Istanbul emniyet sandığının ve ilk sanayi mektebinin kurulmasına öncülük etti. 1869'da vali olarak bulunduğu Bağdat'ta da başarılı reformlar yaptı.
Temmuz 1872'de Abdülaziz tarafından Mahmud Nedim Paşa'nın yerine sadrazamlığa getirildi. Fakat saraydan bağımsız bir tutum izlediğinden, bu makamda yalnızca üç ay kalabildi. Muhaliflerince İngiliz yanlısı olarak suçlanması, dönemin şartları içinde hemen hemen bütün üst düzey Oslanlı devlet adamlarının bir Avrupalı güç ile özdeşleştirildikleri çerçevede ele alınmalıdır (Mahmut Nedim Paşa da "Nedimof" olarak adlandırılmaktaydı). 1873 başlarında adliye nazırlığına getirildi. temsili meclisin gerekliliğine ilişkin layiha hazırlaması üzerine Eylül 1873'te Selanik valiliğine atanarak merkezden uzaklaştırıldı. 1875'te yeniden adliye nazırı olduysa da sadrazam Mehmed Nedim Paşa'yla görüş ayrılığı nedeniyle üç ay sonra istifa etti.
II.Abdülhamit tarafından 17 Aralık 1876'da bir kez daha sadrazamlığa atanan Mithat paşa, uzun süreden beri üzerinde çalıştığı ve Ziya Paşa ile Namık Kemal'in katkılarıyla tamamladığı anayasa taslağını Padişaha sundu. "Kanun-ı Cedid" adlı bu taslağı geri çeviren II.Abdülhamid, Fransız anayasasını çevirterek yeni bir taslak hazırlattı ve Padişaha "tehlikeli kişileri" sürgüne gönderme yetkisi veren, ünlü 113. maddeyi de ekletti. Kanun-i Esasi olarak bilinen anayasa, kesin biçimini aldıktan sonra, padişahın hatt-ı hümayunuyla kabul ve ilan edildi. (23 aralık 1876)
Mithat Paşa'nın saraya karşı tutumundan rahatsız olan II.Abdülhamid, Mithat Paşa'yı 5 şubat 1877'de sadrazamlıktan azlederek ülkeyi terk etmesini emretti. Bir süre Avrupa'da kalan ve ertesi yıl Girit'e dönmesine izin verilen Mithat Paşa, Aralık 1878'de Suriye valiliğine atandı. Abdülaziz'in öldürülmesi ile suçlanarak, Mütercim Mehmet Rüşdi Paşa ile birlikte sorguya çekilmesi kararı alınınca İzmir'de Fransız konsolosluğuna sığındı (1881). Ama kısa bir süre sonra hükümetin güvence vermesi üzerine teslim oldu. Yıldız Mahkemesi olarak bilinen yargılamada, Abdülaziz'in ölümüne neden olmaktan suçlu bulundu ve ölüme mahkum edildi. İngiltere'nin müdahalesiyle cezası ömür boyu hapse çevrildi ve Taif'e sürüldü. II. Abdülhamid'in emriyle 8 Mayıs 1884 gecesi boğularak öldürüldü. Başı daha sonra II. Abdülhamit'in isteği ile kesilerek İstanbul'a padişahın görmesi için getirildi. Kemikleri 26 Haziran 1951 tarihinde İstanbul'da Abide-i Hürriyet tepesindeki bugünkü yerine defnedildi.
Mehmet Sabri Paşa (1867-1868) | Hekim İsmail Paşa (1868-1869) | Veliüddin Paşa (1869-1870) | Mehmet Sadık Paşa (1870-1872) | Hüseyin Avni Paşa (1872-1872) | Mustafa Süreyya Paşa (1872-1873) | Hamdi Paşa (1873-1874) | Ahmet Rasim Paşa (1874-1875) | Ahmet Paşa (1875-1875) | Sakızlı Ahmet Esat Paşa (1875-1875) | Hurşit Paşa (1875-1876) | Sabri Paşa (1876-1880) | Ahmet Şefik Mithat Paşa (1880-1881) | Ali Paşa (1881-1882) | Kıbrıslı Mehmet Kamil Paşa (1883-1883) | Hacı Naşit Paşa (1883-1885) | Halil Rıfat Paşa (1885-1886) | Nafiz Paşa (1886-1889) | Halil Rıfat Paşa (1889-1891) | Abdurrahman Nurettin Paşa (1891-1893) | Hasan Fehmi Paşa (1893-1895) | Kıbrıslı Mehmet Kamil Paşa (1895-1907) | Faik Bey (1907-1908) | Şerif Mehmet Rauf Paşa (1908-1909) | Mehmet Galip Bey (1909-1909) | Avlonyalı Mehmet Ferit Paşa (1909-1909) | Müşir Kazım Paşa (1909-1909) | Mahmud Muhtar Paşa (Katırcıoğlu) (1909-1910) | Hüseyin Nazım Paşa (1910-1911) | Celal Bey (1911-1912) | Ahmet Reşit Rey (1912-1912) | Hüseyin Nazım Paşa (1913-1913) | Evrenosoğlu Rahmi Arslan (1913-1917) | Hasan Tahsin Uzer (1918-1918) | Ethem Bey (1918-1919) | Sakallı Nurettin Paşa (1919-1919) | Kambur İzzettin (1919-1919) |